Bence sen Chelsea’ye git / Sergen Yalçın
ÖNCELİKLE şunu söyleyeyim; dün geceki 90 dakikada alınan 1 puan için şükretmemiz lazım. Bu kadar kötü, mahkum oynayan bir takımın Brüksel’den yenilmeden çıkması mucizeydi. Bu 1 puan bizi EURO 2012 hedefine götürebilir. Ama gelecek adına hiç de iyimser değilim.
Grubun final maçına çıkacak bir ekibin, 10 gündür kampta ne yaptığını anlayamadım. Bir milli takım bu kadar mı kafa olarak hazır olmadan maça çıkar!
Oyunun neredeyse yüzde 80’lik bölümünde Belçika bizden çok daha üstün oynadı. Kalite olarak hiçbir şekilde bizden daha iyi değiller. Ama top yaptırmadılar. Kafa olarak daha fazla hazırdılar ve kazanmayı bizden daha çok istiyorlardı.
Bizim takımın oyun anlayışını çözemedim. Böyle taktik mi olur? Hücum düşüncesi sıfır, sadece rakibi bozma üzerine oraya buraya koşuşturan oyuncular. Yazık... İkinci yarıda Belçika pestilimizi çıkardı. Nefes alamayan oyuncularımız sürekli kendi alanında kaldı. 60’dan sonra fiziki olarak çok düştük. 60 ile 75 dakikalık periyotta ise inanılmaz bir yorgunluk çöktü. Bazı oyuncuların ayakta duracak hali yoktu. Buna rağmen Guus Hiddink hiç oyuna müdahale edemedi. Kulübeden izleyeceğine gelip benim yanımda maçı seyretse çok daha iyi olurdu!
Son yarım saatlik bölümde Belçika resmen “Gol atacağım” diye bas bas bağırarak üzerimize gelmeye devam etti. Hiddink’in buna hiçbir çözüm bulamayışı
inanılır gibi değildi. Biz gol yiyeceğiz diye gerilirken, o korkuluk modunda hareketsiz izledi. Maçın tamamında, hiç oyundan kopmayan fizik olarak çok iyi bir Emre vardı. 1 puanın gizli kahramanlarındandı. İki hücum kanadı, özellikle Burak’ın oynadığı kanat maalesef gece boyunca etkili olamadı. Bir de Kazım tercihini anlayamadım. Sezon boyunca neredeyse hiç ortada görünmeyen Kazım milli takımda nasıl oluyor da tek santfor olarak oyuna başlıyor? Semih gibi bir golcünün kenarda olmasına çok şaşırdım.
Sanırım sistem olarak Kazım’a uzun top oynayıp Burak ve Arda’nın ona destek vermesi gerekiyordu. Dışarıdan bakınca, taktiğimizi ancak bu şablona oturtabildim. Ama kenar oyuncuları Kazım’a hiç destek veremediler. O da ön tarafta yalnızları oynadı. 90 dakikada belki de girdiğimiz tek pozisyonu gole çevirmemiz bizim için gecenin en güzel anıydı. Bir de kaçan penaltı, büyük ikramiye gibi geldi.
Hiddink’e ayrı bir bölüm açmak istiyorum. Ben Hiddink’in kafasının bu takımla olduğuna hiç inanmıyorum. Bir milli takım final müsabakasına böyle hazırlanmaz. Bu kadroya Hiddink’in hiç katkısı olduğunu düşünmüyorum. O yüzden fedarasyon yetkililerini uyarıyorum. Astronomik maliyeti olan bir aşçı, spesiyal yemek yerine garnitür sunuyor. Yemek kötüyse herkes sofradan aç kalkar. Efendim Chelsea istiyormuş, gidecekse gitsin!
Her şeye rağmen iyi sonuç / Serdar Ali Çelikler
RAKİP “Son 10 yılın en önemli maçı” diye hazırlandı; Biz transfer haberleri ile; BBM mesajlarıyla...
*
Rakip Türk seyircilere bilet konusunda kısıtlama getirip ülke olarak motive oldu; Biz milli maç olduğunu ancak dün hatırladık...
*
Rakibin hocası “Kazanmak için her şeyi yapacağız” dedi; Bizim hoca Chelsea’yle işi bitirdi.
*
Rakip hoca elinden gelen her türlü hamleyi yaptı; Bizim hoca ‘kovulmak istercesine’ bayılmış takımına lütfen müdahale etti...
*
Rakip medya her hattıyla maça kilitlendi; Bizim spor gazetelerimiz bile bugün maç anonsunu transfer haberlerinden küçük verdi...
*
Rakip, oyuncularını kahraman seviyesine çıkardı; Biz oyuncu röportajları yerine ‘o gitti’; ‘bu kaldı’; ‘şu imzaladı’ dedik...
*
Rakip Federasyon her şeyiyle takımının yanındaydı; Biz “Kim Başbakan’dan icazet alacak da TFF Başkanı olacak”ın derdine düştük...
*
Ülkemizde futbol atmosferinin zerresi yoktu; Belçikalı taraftarlar bir gün önceden havaya girdi...
*
Bu ortama rağmen;
Maçın başında Çağlar+Serdar’ın hatalarıyla yediğimiz gole rağmen;
Fiziken Türk Milli Takımı’nın başında olmasına karşın zihnen Londra’ya yerleşen Hiddink’e rağmen;
Çok kötü günündeki bazı oyuncularımıza rağmen;
Bilhassa maçın sonlarında Belçika lehine maçı yöneten hakeme rağmen;
Tek gerçek yıldızımız Arda’nın sakatlanmasına rağmen;
Bilinçaltımıza yerleşmiş “1 puan yeter” fikrinin ağırlığına rağmen;
Sadece 2 gol pozisyonu bulabildiğimiz, rakibin penaltı kaçırdığı bir maçta 1 puan hakikaten çok iyi sonuç...
**
Kazakistan’ın Azerbaycan’ı yenip ‘Gardaş’ı en son sıraya itmesi de şansımız. Şimdi içerideki Azerbaycan ve Kazakistan maçlarını kazanmamız şart. Viyana’da Avusturya’yı yenebilirsek 2.’lik kesinleşir. Ama bu oyunla Viyana’da Avusturya’yı yenemeyeceğimiz bilmemiz lazım. Hiddink’le ilgili kararı artık vermemiz lazım. Bu takım Oğuz Çetin ile devam etse bile bu ruh halindeki Hiddink’ten çok daha iyi durumlara gelir. Sonrasına bakılır... Tüm bu olumsuzluklara rağmen medya ve halk olarak yalnız bıraktığımız oyuncularımıza 1 puan için teşekkür ediyorum...
Kaynak:Habertürk
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder