31 Aralık 2010 Cuma

Yılın spor fotoğrafları!

Dile kolay tam 365 gün. Yaşananları anlatmaya kalksak kelimeler yetmez. Bazen sözcüklerin yetmediği yerde de bir fotoğraf karesi herşeyi anlatmaya yeter.

olarak dünyadaki spor olaylarından bu yıla damgasını vuran kareleri sizler için derledik.

 FOTO GALERİ İÇİN TIKLAYIN!


Kaynak:Habertürk

Bunları da gördük!



'Bunu da atamayan futbolu bıraksın' yorumlarına neden olan bir çok inanılmaz golün kaçtığı, erken sevinmelerin olduğu bir çok an yaşandı. İşte unutulmazlar listesine giren 3 önemli pozisyon...


 Video için tıklayınız...


Kaynak:Habertürk

İşte yılın golleri!



Futbolun olmazsa olmazı denince akla ilk gelen goldür. Üzüntüden kahrolduğumuz ve  sevinçten çılgına döndüğümüz anlarda meşin yuvarlağın 3 direk arasından geçmesi yetiyor.

olarak FIFA tarafından dünyada en iyi 10 gol seçilen videoları sizler için derledik.

Listede kimler yok ki Messi, Neymar, Nasri, Hamit... Hemen hatırlatalım. FIFA'nın düzenlediği ankette ilk sırayı Arjantinli yıldız Messi aldı.








İŞTE EN GÜZEL 10 GOL


-Lionel Messi-  Video için tıklayınız...


-Hamit Altıntop-  Video için tıklayınız...

-Linus Hallenius-  Video için tıklayınız...


-Matt Burrows-  Video için tıklayınız...

-Arjen Robben-  Video için tıklayınız...


-Dişi Maradona (Kumi Yokoyama)-  Video için tıklayınız...

-Van Bronckhorst-  Video için tıklayınız...


-Neymar-  Video için tıklayınız...

-Samir Nasri-  Video için tıklayınız...


-Tshabalala-  Video için tıklayınız...


46325
Kaynak:Habertürk

Gençlerbirliği "itiraz" etti!

Şam'ın B numunesi, 6 Ocak Perşembe günü açılacak.

Orhan Şam'ın, Spor Toto Süper Lig'de oynanan Galatasaray maçı sonrasında alınan A numunesinde yasaklı madde ''modafinil'' bulunmasının ardından, kırmızı siyahlı kulüp yönetimi, bugün Türkiye Futbol Federasyonu Hukuk Müşavirliğine dilekçeyle itiraz ederek, B numunesinin açılmasını talep etti. B numunesinin 6 Ocak Perşembe günü açılacağı öğrenildi.

Futbol Federasyonu Disiplin Kurulu, Şam'ın B numunesinin de pozitif çıkması halinde 10 gün içinde toplanarak kararını açıklayacak.


Kaynak:Habertürk

Güneş'ten Kocaman'a!..

Güneş, Aykut Kocaman'ın açıklamarı için, "O ne kadar, (Trabzonspor'u ima etmedim) dese de Trabzonspor'u konuştuğunu çocuk bile anlar. Ben zaten ona cevap vermedim. Ben Trabzonspor camiasının çirkin bir şekilde itham edilmesi üzerine cevap vermeye çalıştım. Bir ağabey ve hoca olarak bilgilerimi ve deneyimlerimi söyledim. Onu kırmadım. O daha sonra yine konuştu ama ben cevap vermedim. Vermek de istemem. Beni sevdiğini saydığını ve örnek aldığını biliyorum" dedi.


İkinci yarı hazırlıklarını Antalya'da sürdüren Trabzonspor'da teknik direktör Şenol Güneş yılın son gününde Belek'te kamp yaptıkları otelin sahasında bir basın toplantısı düzenledi.

Takımın genel durumu hakkında bilgiler veren tecrübeli teknik adam, acısıyla tatlısıyla bir yılı geride bıraktıklarını ifade ederek, "Ülke futbolu adına 2011 yılının atılım yılı olmasını diliyorum. Çünkü futbola yeni bir heyecan katmak için tüm futbol birimlerinin bir araya gelerek, ülke futbolunun tartışarak dünya arenasında üst sıralara çıkarması gerekiyor. 2010 yıl bizim için çok verimli geçti. Son kupa maçında sıkıntılı bir durum yaşadık. Benim için olumsuz bir maçtı. Onun dışında 2010 yılı oldukça verimli geçti. Hem yapılanma, hem de değişim süreci yaşadık. Ayrıca sonuçsal olarak baktığımızda da zaman zaman iyi şeyler yaptık. Daha iyi işler yapabilirdik. 2010 yılının devamı olan 2011 yılından beklentilerimiz daha yüksek. Fair - play ruhu içerisinde bir lig geçmesini istiyoruz. Burada federasyona, kulüplere ve antrenörlerle, kısacası herkese görev düşüyor. Umarım, ikinci yarı herkesin zaman zaman ortaya getirmeye çalıştığı gerginlik olmadan daha huzurlu bir şekilde geçer ve yarışma olur. İkinci yarıda özellikle ilk altı sarada yer alan takımların yarışacağı bir lig olacak. İlk üç takım biraz daha avantajlı gözüküyor. Bunun dışındaki ilk altıdaki takımın da iddiası var. Sezonun ikinci yarısına sıfırdan başlayacağız. Buna başlangıç olarak da Ankaragücü maçını görüyoruz. Kupada kötü bir sonuç almıştık onu da telafi etmeye çalışacağız. Orada da iddialı olmak istiyoruz. Kamp dönemi olarak çalışma ortamı gayet iyi. Kampın yeri ve arkadaşların uyumunda sıkıntı yok. Ama tabi her şey iyi değil" dedi.

Her takım gibi kendilerinin de sıkıntılar yaşadığına dikkat çeken Şenol Güneş, şöyle devam etti:

"Bu sıkıntıları aşmak için çok çalışacağız. Bütün oyuncuların 29'unda burada olmasını istemiştim. Sadece Selçuk, Serkan ve Egemen'e 2 Ocak'a kadar izin vermiştim. Ama Selçuk dışındakiler erken geldi. Colman, Jaja, ve Alanzinho ise izinsiz olarak gelmedi. Jaja geldiği zaman görüşeceğiz. Colman ve Alanzinho'ya 29'unda gelmelerini söylemiştim. Kayıp süreleri fazla. Onların neden kampa geç geldiklerini araştıracağız. Ama hukuki olarak en ağır şekilde ceza almalarını sağlayacağız. Geriden geldikleri için onlara yeni transfer olarak bakacağım. Takıma uyumu ve çalışmalarına göre değerlendireceğim. Tabi önce gelmeleri gerekiyor. Buradaki arkadaşların bir çalıştığı yer de onların iki çalışması gerekecek. Sorumluluk almaları gerekiyor. Aksi takdirde takım olgusunu ortadan kaldırmış oluruz. Bu üç oyuncu dışında kampta olumsuz bir durum yok"

Yeni transferler Brozek kardeşlerin 2 Ocak'ta kampa katılacağını bildiren Güneş, "Hazırlık maçlarında daha çok yedek oyunculara şans vereceğiz. Kamp süresinde veya daha önce izlediğimiz oyuncular olmuştu. Bize en çok uyumu olacağına inandığımız Pawel ve Piotr Brozek'i transfer ettik. Salı günü bize katılacaklar. Bunun dışında transfer olabilir. Belki bir yabancı oyuncu transferi daha ortaya çıkabilir. Diğer yabancı oyuncuların gelme durumuna göre bakacağız. Yerli oyuncu da alabiliriz. Giden oyuncular da olabilir. Bunlar transferin doğasında olan şeyler. Biz düşündüğümüz iki oyuncuyu aldık. Mevcut oyuncularımızın da durumları oldukça iyi. Uzun süre ayrı kalanlar, hele de çalışmadan buraya gelirlerse ikinci yarının başlarında devamlı oynama şansları olmayabilir. Genel durum bu şekilde" dedi.

Pawel ve Piotr Brozek kardeşlerin izlenerek transfer edildiğini anlatan Bordo-mavili çalıştırıcı, "İki kardeşi geçen sezonda izlemiştik. İzleme komitesi bu oyuncuları takip etmişti. Ben yakın zamanda canlı olarak izlemedim. Onlar Ümit Milli takımdayken izleme şansım olmuştu. Geçen yıl sol kanatta oynayan Piotr daha iyiydi. Bu sezon ise tam tersi. Bu dalgalanmalara bakarak oyuncuları değerlendirmek doğru değil. Zaman zaman bu dalgalanmalar olabilir. Eğer oyuncu gelirken onu kurtarıcı olarak görürsek hayal kırıklığı olabiliyor. Teofilo'da da bunu yaşamıştık. Polonyalı oluşları ve uyum olarak iyi gözüküyorlar. Dolayısıyla burada kayıp görmüyoruz. Yetenek olarak ise tartışılabilir. Güiza da Fenerbahçe'ye geldiğinde dünyanın en iyi oyuncularından birisiydi ama verim olarak gösterdiği performans tartışılır boyutta oldu. Sıkıntıları giderecek bir anlayışta transfer yaptık" diye konuştu.

"TEO'YA ÇOK HOŞGÖRÜLÜ DAVRANDIK"
Teofilo'ya geçen sezon çok hoşgörülü davrandıklarını ifade eden Güneş, şunları söyledi:
"Teofilo, hiç beklenmeyen bir şekilde takımda oynadığı dönemde ayrılma ihtiyacı duydu. Hala bunu anlamış değiliz. Biz de üzüldük yapabilecek bir şey yok. Burada tek taraflı bir sorun ve bizden kaynaklanmıyor. Alanzinho ve Colman'ın durumlarını çok ciddiye alıyorum. Ben oyuncuma izin verdiğimde onu sahiplenirim. Çok açık ve net bir şekilde söylüyorum. Bu oyuncular izin verilmeden gelmediler. Burada hata varsa ona diyeceğiz, bizde varsa biz düzelteceğiz. Yaptıklarını doğru bulmuyorum. Ama bunlardan ders çıkarıp sorumluluk taşırsalar, takıma katkı yaparsalar başımızın üstünde yerleri var. Eğer oyuncuyu oynatmayıp takıma zarar vereceksem bunu yapmam. Takıma katkısı varsa dur diyemem. Ama aynı form durumunda başka oyuncu varsa geç geleni değil zamanında geleni tercih ederim. Bu tür sorunlar her takımda olacaktır. Bunları çok büyük sorunlar olarak görmüyorum. Engin Baytar'da da zaman zaman bu tür dalgalanmalar oluyor. Hiçbir takımda sorun yok demek doğru değil. Kupa maçazla. Onların neden kampa geçı öncesi yabancılara izin verdik. Ardından da hem puan kaybettik, hem de oyuncular bu izni yanlış kullandılar. Yılbaşından sonra izin isteyen oyuncular vardı, normalde izin verilmez. Ama ben izin vererek randıman almak istiyordum. İyi oynadığında para istiyorsun, kötü oynadığında hesap vermiyorsun. Böyle olmaz ki! Bizim hoşgörümüz tavize dönmemeli. Biz öyle bir anlayış içerisinde değiliz"

Fenerbahçe ile oynayacakları maçın sürekli gündemi getirlmesinin sorulması üzerine ise Güneş, "Fenerbahçe büyük bir kulüp. Aynen bizim gibi. Bunların Türk futbolundaki yeri farklı. Bu yarışta büyük takımların olması heyecan getirir. Trabzonspor'un geride kaldığı ligin bir rengi olmaz. Diğer takımların da zirve iddiasının sürdüğünü düşünüyorum. Trabzonspor ile Fenerbahçe hiçbir iddiası olmayan maçta bile karşılaşsa heyecanlandırır. Bizim için öncelikli gündemimiz Fenerbahçe maçı değil, Ankaragücü maçı.
Fenerbahçe gündemi onun üzerine kurmak istiyor çünkü şu anda ilk yarıdaki belli puan kayıplarını motivasyonunu bir nokta üzerine kurarak artırmak istiyor. Motivasyonunu bir noktadan yapacaktır. İkinci yarıdaki ilk maçında Medical Park Antalyaspor ile karşılaşacaklar. Ama motivasyonu bu takım üzerine kurmazlar. Çünkü Trabzonspor daha revaçta. Antalyaspor'u yenemezsek lig biter demezler. Ama Antalyaspor'a kaybederseler, yine sıkıntı olacaktır. Benim için ise Ankaragücü maçı önemli diyorum. Ondan sonra Fenerbahçe maçı benim için önemli olacak. Ben önümdeki 7 maçta hedefi yakalayacak oyun ve skor istiyorum" cevabını verdi.

"AYKUT KOCAMAN İLE KONUŞURUM. O SEVDİĞİM KARDEŞİM VE TÜRK FUTBOLUNA KATKI YAPACAĞINA İNANDIĞIM BİRİSİ"
Güneş, "Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım'ın yaptığı (İkinci yarıda daha çok konuşacağım) şeklindeki açıklamaları ve Aykut Kocaman'ın eleştirilerinin devam etmesiyle ilgili bir soruya ise şöyle cevap verdi:

"Konuşmalar özellikle ara dönemde daha fazla olacaktır. Gündem adına bunlar hoş bir şey ama bizim için hoş bir şey değil. Benim kulüp adına konuşmam gerekiyordu. Çünkü ne kadar, (Trabzonspor'u ima etmedim) dese de Trabzonspor'u konuştuğunu çocuk bile anlar. Ben zaten ona cevap vermedim. Ben Trabzonspor camiasının çirkin bir şekilde itham edilmesi üzerine cevap vermeye çalıştım. Bir ağabey ve hoca olarak bilgilerimi ve deneyimlerimi söyledim. Onu kırmadım. O daha sonra yine konuştu ama ben cevap vermedim. Vermek de istemem. Beni sevdiğini saydığını ve örnek aldığını biliyorum. Milli takımda olduğum zaman düşündüğüm adamlardan birisiydi. Oturmayı kalkmayı bilen, düşünceleri doğru olan birisi. Onu kırmak istemedim, tam tersine yardımcı olmaya çalıştım. Bazıları benim durup dururken cevap vermeye kalktığımı söyledi. Kişisel bir cevap vermem buna ihtiyacım yoktur. Trabzonspor'un olumlu gidişini saha dışına çekme anlayışı vardı. Bunlar hep olacaktır. Sayın Aziz Yıldırım'a da cevap vermem. Aziz Yıldırım, Türk futboluna çok ciddi katkılar yapacaktır. Aziz Yıldırım'ın futbol adına bir yanlışı veya doğrusu varsa onu ben eleştirmem. Bunu saygısızlık olarak görürüm. Ama teknik adam olarak Aykut Kocaman ile konuşurum. O sevdiğim kardeşim ve Türk futboluna katkı yapacağına inandığım birisi. Önünde daha çok uzun bir yol var. Bu konuyu çok büyütmeye gerek yok"

"PİYANGO BİLETİ ALMAM, İŞİMİ ŞANSA BIRAKMAM"
Yılbaşı için Milli Piyango bileti alıp almadığının sorulması üzerine ise tecrübeli teknik adam "Ben milli piyango bileti almam. Hiç inanmadığım bir şeydir. Ben işimi şansa bırakmam. Hiçbir şans oyununu bilmem. Benim birinci piyangom eşim, ikincisi ise işimdir. Taşımayacağın yükü alma derler. Ben bu yaşa gelinceye kadar çok şeyler gördüm. Görüntü ve sese aldanmamak lazım. Benim görüntüde sıkıntım yok. Sadece midem ve belimde bir sıkıntı var. Bu yüzden antrenman yapamıyorum. Şu anda sadece işime
odaklandım. Tabi takımda her şey mükemmel değil. Jaja olayıyla iki hafta uğraştım. Kazanabileceğim oyuncuyu kazanacağım. Üzerimde bir baskı yok. Her hangi bir rahatsızlığım da yok. Ben işime bakıyorum. Sihirbazlık yapmayı sevmiyorum. Ama yapabileceklerimi yapamadığım zaman üzülüyorum. Ben milli piyango bileti alarak zengin olmadım, çalışarak zengin oldum" diye cevap verdi.

Şenol Güneş iç transfer konusuyla ilgili olarak ise "Yabancı kontenjanımız doldu. Şu anda alt yapı ile çalışmalarını sürdüren Faty Papy, belki bize sorun olabilir. Onun gidip oynamasını isteriz. Sezer Badur ve Zafer Yelen'e kiralık olarak bir teklif gelirse değerlendirebiliriz. Kalırsalar da bizim oyuncularımızdır. Şu anda o konuda bir netlik yok. Ben hayal aleminde değilim, gerçeklere bakarım. İç transfer işi mümkün olduğunca zamanında yapılmalı. Bitseydi şu anda konuşulmazdı. İç transferin kampta
konuşulması doğru değil. Selçuk'un yeni sözleşme teklifini imzalayacağını düşünüyorum. Kariyer açısından markalaşmak çok önemli. Selçuk en iyi kulüplere gitmeyi hak ediyor. Ama burada kalarak da markalaşabilir. Trabzonsporlu Selçuk olarak anılması ona saygı gösterecek bir anlayış getirir. Ama ekonomik tarafına bakarak transfer yaparsa da ona bir şey demem. Yattara ise geçen sezon sakattı. Rakam değerleri itibariyle diğer oyuncularla arasında çok büyük farklılık var. Bizim beklentimiz sözleşmesini uzatmak
için onun bize yaklaşması yönünde. Olmazsa arayış yapmamız lazım. Yattara iyi bir oyuncu umarım ikinci yarı bize katkılar yapar. Her oyuncu değerlidir ama Trabzonspor çok daha önemlidir" ifadelerini kullandı. Şenol Güneş, basın toplantısının ardından 61 yazılı skorbordun önünde basın mensuplarıyla birlikte fotoğraf çektirdi.


Kaynak:Habertürk

Söz "savunmanın"!

Tribalfootball.com Cimbom’un Faye için girişimlerini sıklaştırdığını duyurdu. “Hagi, Faye’den cevap bekliyor” başlığıyla verilen haberde Hagi’nin Faye’yi İstanbul’a getirmek istediği ancak bunun için oyuncudan çok çabuk bir cevap
beklediği belirtildi.

HOLLANDA’DAN AL HABERİ
Hollanda basını da sayfalarını G.Saray’la süsledi ve Sarı-Kırmızılılar’ın Edson Braafheid’la ilgilendiğini duyurdu. Haberde başarılı sol bekin teknik direktörü Louis van Gaal’le daha önce birkaç kere tartıştığı için B.Münih’in Braafheid’ı satmaya sıcak baktığı ifade edildi.







Kaynak:Habertürk

Sıra yerlilerde!

HTSPOR

Futbol komitesi başkanı Serdal Adalı, yeni sezonun yabancı transferini bitirdiklerini belirtip “Türk gençlerine bakacağız” dedi.

Beşiktaş’ta transfer denince adı Cengiz Zülfikaroğlu ile birlikte ilk akla gelen isim olan futbol komitesi başkanı Serdal Adalı politikalarını anlattı. Transferi büyük oranda kapattıklarını vurgulayan Adalı, medyada çıkan isimlerle alakalarının olmadığını belirterek “Daha ne yapalım. Belirlediğimiz 3 ismi kadromuza kattık. Maalesef Türkiye’de oyuncular
çok pahalı. Eskişehirsporlu Sezer Öztürk ile bir ara ilgilendik çok yüksek rakamlarla karşılaştık” dedi.

"YABANCI TRANSFERİ BİTTİ"
Yerli pazarında uygun bir oyuncu bulmaları halinde alabileceklerini de vurgulayan Adalı sezon sonu için de “Bu sezonun transferini büyük oranda kapattık. Artık önümüzdeki sezona bakacağız. Şu anda gelecek sezonun kadrosunu şekillendirdirmiş durumdayız. Yabancı transferi büyük oranda bitti. Sezon sonunda Türk gençlerine ağırlık vereceğiz” diye konuştu.


Kaynak:Habertürk

İşte Tutku bu!

Çok değil, bundan bir hafta önce Bennet Cantu ile oynayacakları Eurocup maçı için İtalya’ya gitmiş, ancak İstanbul’dan gelen haberle maçı oynamadan apar topar Türkiye’ye dönmüştü.

Hamile olan eşinin rahatsızlandığını duyar duymaz soluğu coachu Oktay Mahmuti’nin yanında almış, Mahmuti de ona bir an bile düşünmeden “Boşver maçı, hemen eşinin yanına dön” diyerek oyuncusunu İstanbul’a göndermişti.

İstanbul’a döndüğünde ise Galatasaray Cafe Crown’ın tecrübeli guardı Tutku’yu acı bir sürpriz bekliyordu. Hastaneye yatırılan eşinin düşük yaptığını duyduğunda dünyası başına yıkılmıştı. Hem o, hemde eşi, çok zor geçen bir hafta boyunca yaşadıkları travmanın üstesinden gelmeye, birbirlerine destek olmaya çalıştılar. Eşine elinden geldiğince destek olmaya çalışan Tutku, bu taraftan da Fenerbahçe Ülker ile oynayacakları derbiye hazırlanmak zorundaydı. İşte bu zorlu dönemden bir profesyonellik ve başarı öyküsü çıkardı Tutku Açık...

Profesyonel bir sporcu olarak duygularını bir kenara bıraktı, acısı yüzüne vursa da gereğini yapıp, sahada takımını sırtlayıp, yarasına bir nebze de olsa merhem olacak performansıyla tambir “örnek sporcu” profili sergiledi.

İşte zor günler geçiren ve buna rağmen 12 sayı, 6 ribaund, 7 asistle Fenerbahçe Ülker karşısında 67-56’lık sıradışı bir galibiyet alan takımına hayat veren Tutku’nun ağzından Habertürk’e yansıyanlar:


EŞİM İÇİN OYNADIM!
“Hakikaten de bu maçı eşim Bahar için oynamıştım. Yaşadığımız olay sonrası onun durumu daha kötüydü ve doğal olarak çok hassaslaşmıştı. Gerçekten de zor bir dönemden geçiyorduk. Ben de böyle güzel bir oyunla eşimi mutlu etmek istedim. Bu yüzden de galibiyeti eşim Bahar’a adıyorum. 15 aylık oğlum Batu da bizim bu travmayı atlatmamızda büyük rol oynuyor. Umarım en kısa sürede normal yaşantımıza döneriz.” “Hakikaten de bu maçı eşim Bahar için oynamıştım. Yaşadığımız olay sonrası onun durumu daha kötüydü ve doğal olarak çok hassaslaşmıştı. Gerçekten de zor bir dönemden geçiyorduk. Ben de böyle güzel bir oyunla eşimi mutlu etmek istedim. Bu yüzden de galibiyeti eşim Bahar’a adıyorum. 15 aylık oğlum Batu da bizim bu travmayı atlatmamızda büyük rol oynuyor. Umarım en kısa sürede normal yaşantımıza döneriz.”


“SEYİRCİYE HEP İHTİYACIMIZ VAR”
“Bu sene kenardan gelerek katkı vermeye çalışıyorum. Enerji vermem gerektiğini düşünüyorum. Elimden geldiğince de bunu yapmaya çalışıyorum. İnşallah bundan sonra da böyle oynamaya devam edeceğim. İlk defa böyle bir seyirciye karşı oynadım. Kadrolara bakarsanız Fenerbahçe’nin kadrosu bizden daha iyi gibi gözüküyor. Ama seyircimiz bu açığı çok iyi kapadı. Onlar motivasyonumuzu yukarı çekiyorlar. Avrupa’da da zor gruba düştük. Onlara çok ihtiyacımız var. Bu yüzden taraftarlarımızı sadece derbilerde değil, her maçta tribünde görmek istiyoruz.”

"EUROLEAGUE DÜZEYİNDEYDİK"
“Maça gelecek olursak; bizim için bir bir nevi test maçıydı. Euroleague seviyesinde müdafaa yapan ve üst düzey oyunculara sahip olan bir takıma karşı iyi bir sınav verdiğimizi düşünüyorum. Maçın ilk yarısında üzerimizde derbinin stresi vardı. Ama ikinci yarıda bunu üzerimizden attık. Arzuladığımız seviyede defansı sahaya yansıttık. Sadece bir derbi kazandık ve lider olduk. Bu galibiyetin bunun ötesinde bir anlam ifade edebilmesi için üzerine koyarak ilerlememiz lazım.”

HTSPOR / ÖZEL HABER / GÖKHAN TÜRE


Kaynak:Habertürk

2010 ve devler!

İşte Süper Ligin 3 büyüklerinin 2010 yılı karneleri...

BEŞİKTAŞ


Beşiktaş Futbol Takımı, 2010 yılında sportif alanda başarı gösteremezken, bu yılın içinde taraftarlarını daha çok yıldız transferleriyle sevindirdi.

Geçen sezonun ikinci yarısıyla bu sezonun ilk yarısını kapsayan 2010 yılında teknik direktörler Mustafa Denizli ve Bernd Schuster ile çalışan siyah-beyazlı futbol takımı, bu iki teknik adamla kupa sevinci yaşayamadı.

Beşiktaş, 2009-2010 sezonunu Mustafa Denizli ile tamamladı. Bu sezonun 2010 yılı bölümünde ligde ve kupada toplam 19 maç oynayan siyah-beyazlı takım, 9 galibiyet, 5 beraberlik ve 5 yenilgi aldı. Bu karşılaşmalarda rakip filelere 29 gol atan Beşiktaş, kalesinde de 21 gol gördü.

Geçen sezon kupada gruptan çıkamayan ''Kara Kartallar'', ligde de istediği sonucu elde edemedi. Ligi 64 puanla 4. sırada bitiren siyah-beyazlılar, UEFA Avrupa Ligi'ne katılma hakkını elde ederek teselli buldu.

2010'UN İKİNCİ YARISINDA SCHUSTER VARDI
Siyah-beyazlı ekip, 2010 yılının ikinci bölümünde ise yoluna Alman teknik adam Bernd Schuster ile devam etti.

Schuster ile sözleşme imzalayarak Avrupa'da gündem oluşturan Beşiktaş, buna rağmen 2010 yılının ikinci bölümünde de genel anlamda mutlu olacak sonuçlara ulaşamadı.

SCHUSTER YÖNETİMİNDE 19 GALİBİYET
''Kara Kartallar'', Schuster yönetiminde ise 32 resmi karşılaşmaya çıktı.

Bu karşılaşmalarda 19 galibiyet, 6 beraberlik ve 7 yenilgi alan siyah-beyazlılar, Ziraat Türkiye Kupası'nda gruptan çıkma iddiasını sürdürürken, ligde lider Trabzonspor'un 14 puan gerisinde kalarak şampiyonluk şansını zora soktu.

2010 YILINDA AVRUPA'DA SEVİNDİ
Türkiye'de 2010 yılında istediği sonuçlara alamayan Beşiktaş, Avrupa kupalarında ise başarılı sonuçlara imza attı.

Bu sezon Schuster yönetiminde UEFA Avrupa Ligi'nde mücadele eden siyah-beyazlı takım, başarılı sonuçlarıyla taraftarlarını sevindirdi.

Ön eleme ve grup mücadelesinde 12 maça çıkan Beşiktaş, 9 galibiyet, 2 beraberlik alırken, sadece 1 kez yenildi.


TOPLAM 51 MAÇTA 28 GALİBİYET
Beşiktaş, 2010 yılında toplam 51 resmi maça çıkarken, 28 galibiyet elde etti.

Oynadığı 51 maçtan 11'inden beraberlikle ayrılan siyah-beyazlı takım, 12 kez de mağlup olarak taraftarlarını üzdü.

Ligde 2010 yılında 33 maç oynayan ''Kara Kartallar'', 16 galibiyet, 9 beraberlik ve 8 yenilgi alırken, kupada ise 6 maçta 3 galibiyet ve 3 yenilgi elde etti.

Beşiktaş, 2010 yılındaki 51 maçta ise 86 gol atıp, 49 gol yedi.

YABANCI YILDIZLARLA GÜNDEM YARATTI
Siyah-beyazlı ekip, 2010 yılında sahada aldığı sonuçlardan çok kadrosuna dahil ettiği yıldız oyuncularla gündem yarattı.

Mustafa Denizli'nin ardından teknik direktörlüğe Bernd Schuster'i getiren Beşiktaş, kazandığı maçlardan ziyade transfer ettiği oyuncularla taraftarlarını sevindirdi.

Sezon başında Real Madrid'den Guti'yi ve Inter'den de Quaresma'yı kadrosuna dahil eden siyah-beyazlı yönetim, transfer bombalarını bu yılın son günlerinde de patlatmaya devam etti.

2010 yılını Portekizli oyuncular Simao, Fernandes ve Almeida'yı alarak kapatan Beşiktaş, bu transferleriyle 2011 yılına ise daha umutlu girdi.

Not: Beşiktaş, geçen sezonun ikinci yarısında ligde Ankaraspor ile oynaması gereken karşılaşmayı rakibin küme düşürülmesi nedeniyle 3-0 hükmen kazandı.

FENERBAHÇE


Fenerbahçe Futbol Takımı, 2010 yılını hatırlamak istemeyeceği kötü bir yıl olarak geride bırakıyor.

Lig ve Ziraat Türkiye Kupası mücadelelerinde şampiyonlukları son maçlarda yitiren, Avrupa arenasında galibiyet alamayan sarı-lacivertliler yaptığı 49 resmi maçta 24 galibiyet, 14 yenilgi ve 11 beraberlik alırken, 91 gol atıp, kalesinde 60 gol gördü.

Türkiye Kupası finalinde Şanlıurfa'da Trabzonspor'a 3-1 yenilip, ligin son hafta maçında Kadıköy'de yine bordo-mavili ekip karşısında 1-1 berabere kalan Fenerbahçe, iki kulvarda da çok yaklaştığı şampiyonluğu elde edemezken, Avrupa arenasında çıktığı 6 maçta da galibiyet alamadı.

ANONS SKANDALI YAŞANDI, TARAFTAR TRİBÜNÜ YAKTI
Sarı-lacivertliler, 2005-2006 sezonunda Denizli'de yaşadığı büyük şokun daha şiddetlisini, geçen sezon Kadıköy'de geçirdi.

Ligde 34. haftaya Bursaspor'un 1 puan (73'e 72) önünde giren Fenerbahçe, son hafta mücadelesinde seyircisinin önünde çıktığı Trabzonspor karşılaşmasında 1-1 berabere kalırken, yeşil-beyazlı ekip Beşiktaş'ı 2-1 yenerek şampiyonluğa ulaştı.

Kadıköy'de büyük heyecan yaşanan maçın uzatma dakikalarında Bursaspor-Beşiktaş maçının 2-2 tamamlandığı ve ''Şampiyon Fenerbahçe'' anonsu tribünlerde bir anda şampiyonluk havasının yaşanmasına neden oldu. Taraftarların sahaya girip şampiyonluk coşkusu yaşamasının ardından, gerçek ortaya çıkınca bu kez büyük bir yıkım yaşandı.

Öfkelenen bazı taraftarlar tribünlerdeki bazı koltukları ateşe verirken maraton üst tribünde büyüyen ve çatı sistemine de sıçrayan alevleri saha içine giren itfaiye ekipleri güçlükle söndürdü.

ŞANLIURFA'DA KUPA HÜSRANI

Başarılı bir kupa mücadelesinin ardından finale yükselen Fenerbahçe, Şanlıurfa'da Trabzonspor ile yaptığı mücadeleden 3-1 mağlup ayrılarak, 27 yıllık hasreti bitiremedi.

Tarihinde 4 kez kupayı müzesine götüren Fenerbahçe, son olarak 1982-1983 sezonunda kazandığı kupayı bordo-mavili ekibe kaptırarak büyük bir hüsran yaşadı.

Sarı-lacivertliler, Trabzonspor karşısındaki kaybıyla, hasret kaldığı kupayı 9. kez finalde yitirmiş oldu.

AVRUPA'DA GALİBİYET YOK
2009 yılında Avrupa arenasındaki son 5 maçını da kazanarak başarılı bir çizgi yakalayan Fenerbahçe, 2010 yılında oynadığı 6 maçta da kazanamayarak adeta bir çöküş yaşadı.

Geçen sezon yer aldığı UEFA Avrupa Ligi (H) Grubu'na Twente yenilgisiyle başladıktan sonra, gruptaki diğer 5 maçını kazanan sarı-lacivertliler, grubu 15 puanla birinci sırada tamamlayarak başarılı bir performans ortaya koymuştu.

Ligde 2. turda Fransa'nın Lille takımıyla eşleşen sarı-lacivertliler deplasmanda 2-1 yenildikleri rakipleriyle İstanbul'da 1-1 berabere kalarak Avrupa'ya veda etti.

Bu sezon Avrupa mücadelesine Şampiyonlar Ligi 3. ön eleme turu ile başlayan Fenerbahçe, İsviçre'nin Young Boys takımı karşısında deplasmanda aldığı 2-2'lik beraberliğin ardından, İstanbul'da rakibine 1-0 yenilerek elendi.

Şansını UEFA Avrupa Ligi'ne katılmak için play-off mücadelesinde sürdüren sarı-lacivertliler, bu turda da Yunanistan'ın PAOK takımına takıldı. Selanik'teki maçı 1-0 kaybeden Fenerbahçe, Kadıköy'deki maçtan 1-1'lik eşitlik alınca Avrupa defterini kapattı.

Fenerbahçe'nin 2010 yılında Süper Lig, Avrupa kupaları ve Türkiye Kupası maçlarında aldığı sonuçların tablosu şöyle:


Süper Lig 33 20 7 6 67 32
Avrupa kupaları 6 - 3 3 5 8
Türkiye Kupası 10 4 1 5 19 20
Toplam 49 24 11 14 91 60

Not: Fenerbahçe'nin geçen sezon ligin 29. haftasındaki hükmen (3-0) kazandığı Ankaraspor maçı değerlendirmeye alınmamıştır.


GALATASARAY


Süper Lig'de zor günler yaşayan Galatasaray'a 2010 yılı yaramadı.

Sarı-kırmızılı futbol takımı, geçen sezonun ikinci yarısıyla, bu sezonun ilk yarısını kapsayan 2010 yılı boyunca başarılı sonuçlar elde edemedi. ''Cim Bom'', Süper Lig, Türkiye Kupası ve Avrupa kupalarında oynadığı 46 resmi maçta toplam 20 galibiyet ve 14 mağlubiyet alıp, 12 maçta ise rakipleriyle yenişemedi.

Galatasaraylı taraftarlar için de oldukça kötü geçen sezonda hiçbir kupa kazanamayan Galatasaray, şampiyonluk mücadelesi dahi yapma başarısını gösteremedi.

2009-10 SEZONUNU KÖTÜ BİTİRDİ
2010 yılının başında ligde kötü bir dönem geçiren Galatasaray, 2009-10 sezonunu 64 puan ve averajla Beşiktaş'ın önünde 3. olarak tamamlayabildi.

2009-10 sezonunun ikinci yarısında 8 galibiyet elde eden sarı-kırmızılılar, 4 kez sahadan yenik ayrılıp, 4 de beraberlik alarak 25 puan (Ankaraspor karşısındaki hükmen galibiyetle 28 puan) toplayabildi.

2010-11 SEZONUNA DA KÖTÜ BAŞLADI
Galatasaray, 2010 yılındaki istenmeyen sonuçları 2010-11 sezonunun ilk yarısında da almaya devam ederek sevenlerini üzdü.

Ligde bu sezonun ilk yarısında 7 galibiyet elde edebilen sarı-kırmızılılar, rakiplerine 8 kez yenildi, 2 kez de beraberlik elde etti.

Lig tarihinde bir sezonda en fazla 10 kez yenilen ''Cim Bom'', bu sezon henüz ilk yarıda 8 kez mağlup oldu. Galatasaray, ilk yarıda topladığı 23 puan alarak, 9. sırada tamamladı.

Ligde 2010 yılında oynadığı maçlarda sadece toplam 51 puan toplayabilen Galatasaray, 48 puan kaybetti.

TÜRKİYE KUPASI'NDA BAŞARI YOK
Galatasaray, 2010 yılında Ziraat Türkiye Kupası'nda başarılı sonuçlar alamadı.

2009-10 sezonunda gruplardan çıkan Galatasaray, oynadığı 2. turda Antalyaspor'a 2-1 yenilip, rövanşta rakibini 3-2 yenmesine rağmen elenmekten kurtulamadı.

Galatasaray, 2010-11 sezonunda ise oynadığı 2 kupa maçında Denizlispor'u 3-1 yenip, Gaziantepsporla 1-1 berabere kaldı.

''Cim Bom'', 2010 yılında oynadığı kupa maçlarında toplam 4 galibiyet, 2 beraberlik, 1 de mağlubiyet elde etti.

AVRUPA KUPALARINDA ATLETİCO MADRİD VE KARPATY'YE ELENDİ

Galatasaray'a 2010 yılı Avrupa'da da uğurlu gelmezken, sarı-kırmızılılar yıl içinde Avrupa kupalarından iki kez elendi.

UEFA Avrupa Ligi'nde 2009 yılında gruplardan çıkan Galatasaray, 2010 yılı içinde Atletico Madrid ile deplasmanda 1-1 berabere kalmasına rağmen, İstanbul'da rakibine 3-2 yenilerek elendi.

2010-11 sezonunda ise 3. ön eleme turunda OFK Belgrad'ı 2-2 ve 5-1'lik sonuçlarla eleyen Galatasaray, daha sonra Ukrayna'nın Karpaty ekibine ise play-off turunda 2-2 ve 1-1'lik sonuçlarla elenmekten kurtulamadı.

70 GOL ATIP, 50 GOL YEDİ
'Cim Bom', 2010 yılı içinde rakiplerine toplam 70 gol atarken, filelerinde ise 50 gol gördü.

Galatasaray'ın 2010 yılı içinde mücadele ettiği lig ve kupalara göre performansı şöyle:

Sezon Organizasyon O G B M A Y
2009-10 Süper Lig 16 8 4 4 23 13
2010-11 Süper Lig 17 7 2 8 19 21
2009-10 Türkiye Kupası 5 3 1 1 12 5
2010-11 Türkiye Kupası 2 1 1 - 4 2
2009-10 Avrupa kupaları 2 - 1 1 2 3
2010-11 Avrupa kupaları 4 1 3 - 10 6
Toplam 46 20 12 14 70 50

Not: 2009-10 sezonunun ikinci yarısında hükmen kazanılan Ankaraspor maçı değerlendirmeye alınmamıştır.


Kaynak:Habertürk

Önce Beşiktaş!

Beşiktaş'ta sezonun ilk yarısında savunmada başarılı bir performans sergileyen ve A Milli Takım aday kadrosuna davet edilen genç futbolcu Ersan Adem Gülüm, Beşiktaş'ta kalıcı olarak başarıyı sağlamak istediğini belirtti.

Ersan, kulübün aylık çıkan Beşiktaş Dergisi'nin ocak sayısında yer alan açıklamalarında, milli takım konusundaki soruyu, ''Çağrılmak güzel bir şey, ama milli takım konusunda pek bir şey söylemek, hatta bu konuda düşünmek bile istemiyorum. Beşiktaş'ta ilk 11'e girip iyi oynamam benim için daha önemli. Önce burada kendimi ispatlayıp, kalıcı bir futbolcu olmak, birçok başarıyı kazanmak istiyorum'' diye yanıtladı.

Ünlü olma konusundaki görüşlerini aktaran siyah-beyazlı oyuncu, ''Ünlü olmanın iyi yönleri de kötü yönleri de var. İnsanların sizi sevmesi ve fotoğraf çektirmek istemesi güzel bir şey. Ama en ufak olumsuzlukta çok sert eleştiriler yapılması hoşuma gitmiyor. Sonuçta bizler de insanız. Bir de açıkçası kendimi ünlü biri gibi görmüyorum. Tamam insanlar bizi tanıyor, ama benim için ünlü birisi, Hollywood'dan birisidir'' ifadelerini kullandı.

Maçlardaki ruh hali konusunda ise Ersan, şunları kaydetti:

''Maç olduğu gün tesise geldiğimde, maç heyecanımı ve konsantrasyonumu bozmamak için mümkün olduğu kadar kimseyle konuşmamaya çalışıyorum. Odama çıkıyorum ve film izliyorum. Kendime gelmek için soğuk bir duş yaparım. Otobüsle stada giderken muhakkak annemi ve babamı ararım. Benim için uğur gibi oldu. Soyunma odasındayken enerji içeceği içerim. Yavaş yavaş hazırlanırım, house tarzı müzikler dinlerim. Her maçın önemli olduğunu ve iyi oynamam gerektiğini düşünürüm. Maç sonrasında ise galip geldiysek mutlu olurum. Önümüzdeki haftanın rahat geçeceğini düşünüyorsunuz. Ama kaybedince çok kötü oluyor. Kendimi eve kilitliyorum. Telefonumu da kapatıyorum ve kimseyle konuşmayarak kendimi cezalandırıyorum.''


Kaynak:Habertürk

Şampiyon Bursaspor Kral Alex!

Castrol analistlerinin, 2009-2010 sezonunun 2. yarısı ile 2010-2011 sezonunun ilk yarısını kapsayan 2010 yılı değerlendirmesine göre, Bursaspor, yıl içinde oynadığı 34 maçta topladığı 77 puanla (Geçen sezonun ikinci yarısında hükmen sonuçlanan Ankaraspor maçı dahil) Süper Lig'in en başarılı takımı oldu. Bursaspor maç başına 2,26 puan ortalaması yakalarken, 23 kez galibiyet alarak 2010'un Süper Lig'de en çok maç kazanan takımı unvanını da aldı.

2010 yılında ilk iki sırada Bursaspor ve Trabzonspor yer alırken, Fenerbahçe 70 puanla 3. sırada, Beşiktaş 60 puanla 4. sırada, Galatasaray ise 51 puanla 7. sırada kendisine yer buldu.

Galatasaray, 2010 yılında ezeli rakipleri dışında, Bursaspor, Eskişehirspor ve İstanbul Büyükşehir Belediyespor'un da gerisinde kaldı.

EN ÇOK GOLÜ FENERBAHÇE ATTI
2010 yılında Süper Lig'de en çok golü 70 golle Fenerbahçe atarken, en az golü 21 golle Bursaspor ve Trabzonspor yedi.

Bursaspor 53 yıllık lig tarihinde Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş ve Trabzonspor dışında şampiyonluk gören ilk takım oldu. 2010 yılı mayıs ayında Ertuğrul Sağlam yönetiminde şampiyonluk yaşayan Bursaspor topladığı 75 puanla, 2007-08 sezonunda 73 puan alan Sivasspor'un rekorunu kırdı ve lig tarihinde bir sezonda ''Dört Büyükler'' dışında en fazla puan alan takım oldu.

2009-10 sezonunu şampiyon tamamlayarak UEFA Şampiyonlar Ligi gruplarına kalmayı başaran Bursaspor, böylece Türkiye'yi Şampiyonlar Ligi gruplarında temsil eden 4. takım oldu.

Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş'ın ardından 4. takım olan Bursaspor, daha önce ön eleme oynayan Trabzonspor ve Sivasspor'u bu alanda geride bıraktı.

EN GOLCÜ FUTBOLCU: ALEX

2010 yılında Süper Lig'de en çok gol atan oyuncu 16 gol bulan Fenerbahçe'den Alex de Souza oldu.

2010-11 sezonu ilk yarısında 12 gol atan Alex geçen sezonun 2. yarısında 4 gol atmıştı. Böylece 2010 yılında toplam 29 lig maçında görev alan Alex, 16 gole imza attı.

2010 yılının en golcü yerli oyuncusu ise Trabzonspor takımından Umut Bulut oldu. Umut geçen sezon 2. yarıda 7 gol bu sezon ise ilk yarıda 8 gol olmak üzere toplam 15 golü 2010 yılı içinde kaydetti.

2010 yılının en golcü oyuncuları arasında Alex ve Umut'un ardından 13 golle Beşiktaşlı Bobo ve Medical Park Antalyaspor takımından Necati Ateş sıralandı.

Ayrıca 2010-11 sezonu 17. haftasında Ankaragücü'ne karşı 2 gol atan Necati Ateş ve 12. haftada deplasmanda Gaziantepspor'a 1 gol atan Alex de Souza, 2010 yılı içinde Süper Lig kariyerinde 100 gole ulaştı ve böylece ''100'ler Kulübü'' olarak adlandırılan şeref listesine girmeyi başardı.


Kaynak:Habertürk

Sakın geç kalma!

HTSPOR

Sarı-Kırmızılı yönetim, 2011’e girmeye sayılı saatler kala oyuncularına yeni yıl mesajı yolluyor. Ancak bununla beraber kısa bir hatırlatmayı da beraberinde yapıyor. 3 Ocak’ta başlayacak devre arası hazırlık kampı öncesinde herkesin tam
vaktinde Florya’da olmasını isteyen yönetim, Hagi’nin talebi doğrultusunda özellikle yabancı oyuncularına hatırlatmada bulunarak “Geçerli mazaret bildirmeksizin geç gelen oyuncularımız, yönetimce belirlenen cezayı ödeyecektir” uyarısında bulundu. Yeni yıl öncesinde kendilerine iletilen bu mesajla uyarılan yabancı yıldızların, kampa bir gün dahi geç gelmeleri durumunda 50 bin Euro ceza ödeyecekleri vurgulandı.

RAKAM HER GÜN ARTACAK
Geç gelinecek her gün için bu cezanın belli oranda arttırılacağı da bildirildi. Geçtiğimiz yıllarda yabancı oyuncuların tatillerini yerli oyunculardan daha uzun tutması ve geç gelmeleri problem yaşatmıştı.


Kaynak:Habertürk

Kavgada son raund!

Arjantin Milli Takımı'nın eski teknik direktörü, efsanevi futbolcu Diego Maradona ile Arjantin Futbol Federasyonu Başkanı Julio Grondona arasındaki tartışma, Grondona'nın milli takımda şu ana dek 10 numaralı formayı giyen en iyi oyuncunun Lionel Messi olduğunu söylemesiyle yeni bir boyut kazandı.

Julio Grondona, 2 hafta önce, Maradona'nın tekrar alkol ve uyuşturucuya başladığını iddia etmiş, Maradona da bu iddiayı yalanlayarak Grondona'yı mahkemeye vereceğini açıklamıştı.

Grondona, bir radyoya dün yaptığı açıklamada, Arjantin Milli Takımı'nda bugüne dek Messi, Maradona, Juan Roman Riquelme ve Juan Sebastian Veron gibi diğerlerinden daha iyi 10 numaraların oynadığını, ancak Messi'nin bu 4'lü arasında en iyi olduğunu söyledi.

Julio Grondona, ''Messi, Arjantin tarihinin en iyi 10 numarasıdır. Messi, Maradona, Riquelme ve Veron başka gezegenden oyunculardır'' dedi.

Federasyon başkanının ''En iyi 10 numara Messi'dir'' lafıyla, Arjantin'de kahraman olarak görülen efsanevi 10 numara Maradona'ya ''sataştığı'' belirtiliyor.

İkili arasındaki tartışma, Maradona'nın 79 yaşındaki Grondona'ya ''bunak'' demesi ve Grondona'nın, ''herkes Maradona'nın sorunlarının farkında'' cevabıyla sürmüştü.

Maradona, Arjantin Milli Takımı'nın Dünya Kupası'ndaki başarısızlığı nedeniyle görevinden ayrılmış, daha sonra başka bir takımın başına geçmemişti. Maradona, Arjantin Milli Takımı'nın başına 2 yıl önce Grondona döneminde getirilmişti.


Kaynak:Habertürk

İsveçli Avrupa'ya geri döndü!

Arsenal'in efsane isimleri arasında gösterilen kariyerinin sonlarına doğru Amerika Ligi'ne transfer olan Frederik Ljunberg, Celtic'le anlaştı.

İskoçya basınındaki haberlere göre, sağlık kontrolünden geçen Ljungberg ile sezon sonuna kadar sözleşme imzalandı.

Arsenal'de 9 sezon geçiren Ljunberg, ABD'de 18 ay futbol oynamış ve Seattle Sounders ve Chicago Fire takımlarının formasını giymişti. Ljunberg, Chicago Fire'da bu sezonun ilk yarısında 15 maçta 2 gol atmıştı.

Ljunberg, 75 kez İsveç Milli Takımı'nın formasını giydi.


Kaynak:Habertürk

‘Büyük kulüpler Semih’i istiyor’

HTSPOR

Başkan Aziz Yıldırım’ın, “İstediği yere gitsin” dediği golcü futbolcunun avukatı ve menajeri Şenol Çilek, “Sezon sonunda sözleşmesi bitiyor. Gerek İspanya gerekse de İngiltere Ligi’nden talipleri var. Ama hali hazırda Fenerbahçe’nin oyuncusu. Sezon sonuna kadar burada kalacak. Sezon sonu da kulübüyle bir görüşme yapıp, karar vereceğiz. Kulüp, bize herhangi bir deklarasyonda bulunmadı. Ayrılacaksınız ya da sözleşme yenilemeyi düşünmüyoruz şeklinde bir şey söylemedi. Fakat, şunu söyleyebilirim, Türkiye’nin büyük kulüpleri Semih’le ilgileniyor” dedi.


Kaynak:Habertürk

Niang'a büyük onur!

Yapılan oylamada 220 puan toplayan Mamadou Niang, 97 puan toplayan eski takım arkadaşı Marsilyalı Souleymane Diawara, 53 puan toplayan Rennes'li Kader Mangane ve 52 puan alan yeni takım arkadaşı Issiar Dia'yı geride bırakarak bu ödüle layık görüldü.

Geçtiğimiz sezon Fransa'da Marsilya forması ile çıktığı 32 maçta 18 gol atan ve gol krallığına ulaşan Senegalli yıldız, bu sezon ise Fenerbahçe formasıyla 14 maçta 9 gol kaydetti.


Kaynak:Habertürk

Neredesin Güiza?

HTSPOR

Özellikle yıldız futbolcunun kulüp doktorlarının sözünden çıkması sonucunda sakatlığının yeniden nüksetmesi teknik heyet ve yönetimi çileden çıkardı. Şimdi ise tedavisi için İspanya’ya giden Okçu’ya kimse ulaşamıyor. Aykut Kocaman İstanbul’a dönüp tedavisini burada sürdürmesini istiyor. Kulüp yetkilileri de oyuncuya ulaşıp bu kararı iletmeye çalışıyor. Ancak tüm aramalara rağmen henüz Güiza telefonlara cevap vermiş değil.


Kaynak:Habertürk

Büyücü Hido iş başında!

Kadrosuna Jason Richardson, Gilbert Arenas ve Hidayet Türkoğlu'nu kattıktan sonra yavaş yavaş kendisine gelen ve Atlanta Hawks ile Dallas Maverics mağlubiyetlerinin ardından son 5 maçını kazanma başarısını gösteren Magic'te Dwight Howard, 24 sayı 18 ribaund ile takımının en etkili silahı oldu.

17 sayıyla takımının en skorer ikinci ismi olan Hidayet Türkoğlu da galibiyete büyük katkı sağlarken, kenardan gelen 3 isim, JJ Redick ve Ryan Anderson 14'er, Gilbert Arenas 10 sayıyla oynadı.

Dwight Howard'la birlikte NBA'in en iyi uzunları arasında gösterilen New York Knicks oyuncusu Amare Stoudemire ise maçı 30 sayı 4 ribaund ve 4 asist ile tamamladı. Knicks'in bir diğer skorer oyuncusu, 29 sayı ile oynayan Wilson Chandler oldu.

Rose Garden'da oynanan maçta ise Trail Blazers, konuk ettiği Utah Jazz'i 100-89 yendi.

Maçın en skorer ismi 30 sayıyla oynayan Blazers oyuncusu Wesley Matthews oldu. Takım arkadaşlarından Lamarcus Aldridge 27 sayıyla oynarken, 16 sayı 10 asist ile ''double double'' yapan Andre Miller ile 17'si savunmada 20 ribaund alan Marcus Camby galibiyete büyük katkı sağladı.

Mehmet Okur'un sakatlığı nedeniyle forma giyemediği Utah Jazz'da ise en skorer isim 19 sayıyla oynayan Deron Williams oldu. Paul Millsap maçı 17 sayı ile tamamlarken Al Jefferson 13 sayı 10 ribaund ile ''double double'' yaptı.

Gecenin diğer maçında San Antonio Spurs, Dallas Maverics'i deplasmanda 99-93 yenmeyi başardı.


Kaynak:Habertürk

"Sözleşmemi feshedin"

Tecrübeli futbolcu, gönderdiği dilekçede, Schuster’in davranışlarıyla kendisini küçük düşürdüğünü ve parasının ödenmediğini gerekçe gösterdi. Federasyonun Fatih’e 5 Ocak’ta cevap vermesi bekleniyor.

Tarih 1 Eylül 2010... Yer Beşiktaş Kulübü’nün Akaretler’deki yönetim binası...

Rubin Kazan takımından 750 bin Euro bonservis bedeli karşılığında transfer edilen Fatih Tekke, kendisini 2 yıllığına siyah beyazlı renklere bağlayan imza atıyor. Odada bulunan herkes çok mutlu. Özellikle de Beşiktaşlı yöneticiler. Hepsinin gözleri ışıl ışıl. Tüm Avrupa’nın iyi tanıdığı bir golcüyü Galatasaray’ın elinden kapmış olmanın verdiği mutluluk hepsinin yüzlerine yansımış durumda. Quaresma ve Guti’nin arkasından gelen Fatih transferi geleceğe daha bir ümitle bakmalarını sağlıyor. İmza töreninde yapılan bütün konuşmalar bu yöndeydi...

Ancak, evdeki hesap çarşıya uymadı. Fatih Tekke ile teknik direktör Bernd Schuster’in bir türlü anlaşamamaları, golcü futbolcunun Beşiktaş’taki ömrünün tahmin edilenden çok daha kısa ömürlü olmasına yol açtı. Siyah beyazlı yönetimin yaklaşık 1 ay önce kendine kulüp bulması için izin verdiği tecrübeli futbolcu, kulüp ile yaptığı sözleşmenin feshedilmesi için Futbol Federasyonu’na başvurdu.

İKİ GEREKÇE SUNDU
Fatih Tekke’nin federasyona gönderdiği dilekçede şu gerekçeleri öne sürdüğü öğrenildi:

Teknik direktör Schuster beni küçük düşürüyor. Beşiktaş Kulübü, alacaklarımı zamanında ödemedi.

Bu maddeleri araştırdığımızda ise karşımıza son derece çarpıcı bir durum çıktı. Schuster her ne kadar Sivasspor maçı sonrası “F... off” diye İngilizce küfrettiği Fatih’ten özür dilemiş olsa da, milli futbolcu, Alman teknik adamın bu davranışı gerçekçi bulmuyor.

NE KADAR KÖTÜ FUTBOLCU
Schuster’in, kendisini hazır olmadığı zamanlarda oynatarak kamuoyuna ‘formsuz, kötü’ gibi göstermeye çalıştığını savunan Fatih, Alman teknik adamın bu tavırları yüzünden küçük düştüğünü savunuyor. Tecrübeli golcünün, “Schuster tam olarak hazır olduğum hiçbir maçta beni oynatmadı. Buna karşın sakatlığımın sürdüğü ya da kondisyon yönünden iyi düzeyde olmadığım dönemlerde beni sahaya sürdü. Bütün amacı ‘Bakın işte Fatih ne kadar kötü futbolcu’ dedirtmekti” dediği ifade ediliyor.

Fatih Tekke’nin ayrıca, Beşiktaş’a transfer olduğu günden bu yana doğru dürüst para almadığı, federasyona gönderdiği fesih talebinde bu konudaki sıkıntılarını da ayrıntılı olarak dile getirdiği öğrenildi.

ÇOK TEKLİF VAR
Futbol Federasyonu’nun, golcü futbolcunun başvurusuna 5 Ocak’ta cevap vermesi bekleniyor. Eğer Fatih haklı bulunursa, sözleşmesi feshedilecek ve böylelikle Beşiktaş Kulübü bu futbolcu üzerindeki bütün haklarını kaybedecek. Fatih Tekke’ye yurt içi ve yurt dışından çok sayıda transfer teklifi geldiği, tecrübeli oyuncunun karar vermek için federasyondan gelecek cevabı beklediği kaydedildi.

KENDİMİ TERKEDİLMİŞ DIŞLANMIŞ HİSSEDİYORUM
Fatih Tekke, Bernd Schuster ile yaşadığı gerginliğin basına yansımasının ardından, 30 Kasım’da bir internet sitesine yaptığı açıklamada, Beşiktaş Yönetim Kurulu’ndan da destek göremediğini anlatmıştı.

Tecrübeli futbolcu, şu ifadeleri kullanmıştı: “Ne yaptıysam Schuster’in gözüne giremedim. Sivasspor maçında yaşanan olayın ardından hocamız, hatalı olduğunu kabul ederek benden özür diledi. Bu konunun kapandığını sanıyordum. Bu sorun dışında Schuster ile herhangi bir tartışma ya da gerginlik asla yaşamadım. Sanıyorum Schuster takımın başında olduğu sürece Beşiktaş’ta oynayamayacağım. Yaşadığım bu zor dönemde kulüpten herhangi bir destek görememem beni en çok üzen noktadır. Kendimi yalnız, terkedilmiş ve dışlanmış hissediyorum.”

SCHUSTER KENDİSİNE KÜFREDİNCE FATİH KAFA ATMAYA KALKMIŞTI
31 Ekim’de Fiyapı İnönü Stadı’nda oynadıkları ve güç bela 2-1 kazandıkları Sivasspor maçının son 12 dakikasında oynattığı Fatih Tekke’nin performansından memnun kalmayan Bernd Schuster, karşılaşma sonrası, futbolcusunun rakip oyuncularla konuştuğunu görünce, “F... off” diye İngilizce küfretmişti. Fatih ise, “Bana kimse küfür edemez” diye bağırarak kafa atmaya kalkmıştı.

Schuster, daha sonra düzenlediği basın toplantısında da, “Fatih Tekke’yi bundan sonra oynatmayacak mısınız?” sorusuna, “Evet” cevabını vermişti. Beşiktaş Başkanı Yıldırım Demirören de bu oyuncuyla ilgili sorular üzerine, “Fatih Tekke maalesef tutmadı. Hocayla alakası yok” açıklamasını yapmıştı.

HÜRRİYET


Kaynak:Habertürk

"Beşiktaş'a söz verdik"

Eskişehirspor Başkanı Halil Ünal, "Sezer Öztürk için Beşiktaş'a söz verdik." dedi.

"OLURSA BEŞİKTAŞ'A GİDECEK"
Başkan Halil Ünal, Radyospor'dan Özgür Sancar'a yaptığı açıklamada transferin bitmek üzere olduğu yönünde ip uçu verdi. ''Olursa Beşiktaş'a gidecek.'' diyen Başkan Ünal, şöyle konuştu:

"Sezer Öztürk'e Süper Lig'den pek çok kulüp talip. Fakat, biz Beşiktaş'a söz verdik. Kendileriyle bir transfer modeli gerçekleştireceğiz. Pazarlık halindeyiz. Bitirdik diyemeyiz; ama sözümüz Beşiktaş'a. Sezer, transfer olursa Beşiktaş'a gidecek."

TABATA'NIN TAKASI SÖZ KONUSU
Sezer karşılığında Tabata'yı alabileceklerini de belirten Başkan Halil Ünal, "Netleştirmedik; ama Tabata'nın takasını düşünüyoruz. Öyle görünüyor. Sezer için teklif yapan diğer takımları açıklamamız doğru olmaz; fakat çok ciddi takımlar talip oldu. Biz Beşiktaş'a söz verdik." dedi.


Kaynak:Habertürk

Orhan Şam dopingli çıktı!

Bu sezon Karşıyakalı iki futbolcuda patlak veren doping vakası bu kez Süper Lig’e sıçradı.

Ligin 16. haftasında oynanan ve G.Birliği’nin İstanbul’da G.Saray’ı 2-0 mağlup ettiği karşılaşmada forma giyen Başkent ekibinin yıldız futbolcusu Orhan Şam‘da yasaklımaddeye rastlandı. Ali Sami Yen’deki son lig maçı öncesi G.Birliği’nden Orhan ve Mehmet Akgün, G.Saray’dan ise Lorik Cana ve Serkan Kurtuluş doping testi için idrar örneği verdi.

Yapılan test sonucunda, Orhan Şam’ın A numunesinde yasaklı madde tespit edildi. Konunun Türkiye Futbol Federasyonu’na bildirildiği ve Orhan Şam’ın tedbirli olarak Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu’na sevk edileceği öğrenildi. Orhan Şam, açılacak B numunesinin de pozitif çıkması halinde, Dopingle Mücadele Talimatı’nın 38.Maddesi gereği iki yıl hakmahrumiyeti cezası ile karşı karşıya kalacak. G.Birliği’nin 2-0 kazandığı G.Saray maçında oynadığı futbol ve attığı golle sahanın yıldızı olan Orhan Şam sergilediği futbolla büyüklerin de gözdesi haline gelmişti.


TALİMAT NE DİYOR?
38.2 Yasaklı Madde veya Yasaklı Yöntemin Bulunması, Kullanılması Kullanmaya Teşebbüs Edilmesi veya Bulundurulması Nedeniyle Uygulanacak Hak Mahrumiyeti

CEZASI
8.3.1 Madde 5.3’ün veya madde 5.5’in ihlali halinde, madde 39.2 ve madde 39.3’te öngörülen şartlar sağlanmadıkça iki (2) yıl hak mahrumiyeti cezası verilir.

HTSPOR / ÖZEL HABER / TAHİR KUM


Kaynak:Habertürk

30 Aralık 2010 Perşembe

Kıl payı Kaf Kaf!

PINAR KARŞIYAKA: 74 - OLİN EDİRNE: 72

SALON: Karşıyaka
HAKEMLER: Erşan Kartal, Fatih Arslanoğlu, Ahmet Tatlıcı

PINAR KARŞIYAKA: Birkan 14, Stanojevic 10, Holston 19, Smiht 16, Alper 7, Eldridge 1, Uluğ, Ahmet 7
OLİN EDİRNE: Fikret 20, Seibutis 16, Samardjiski 2, Reha 4, Doliboa 17, Erdal 3, Ginevicius 1, Caner 9, Ahmet, Ömer, Davud

1. PERİYOT: 18-16
DEVRE: 38-37(Pınar Karşıyaka lehine)
3. PERİYOT: 62-56
5 FAULLE ÇIKANLAR: Stanojevic 37.17 (Pınar Karşıyaka), Reha 34.91 (Olin Edirne)

Karşılıklı basketlerle başlayan müsabakanın başında Olin Edirne, Fikret ve Doliboa ile sayılar üretirken Pınar Karşıyaka ise Birkan ve Ahmet ile etkili oldu.

İlk 6 dakikası 11-9 geçilen periyotu ev sahibi ekip 18-16 üstün tamamladı.

İkinci periyota hızlı başlayan Olin Edirne, Doliboa'nın sayılarıyla farkı kapattı.

14. dakikayı 27-23 önde tamamlayan Olin Edirne, Smith'in sayılarına engel olamadı. Son iki dakikaya 35-33 önde giren İzmir ekibi, devreyi 38-37 önde bitirdi

Üçüncü periyotun başında Holston ve Smtih ile etkili olan Pınar Karşıyaka, karşılaşmanın 23. dakikasını 47-41 önde tamamladı.

27. dakikası 59-49 geçilen karşılaşmanın üçüncü periyotu ev sahibi ekibin 62-56 üstünlüğüyle tamamlandı.

Son periyotta da etkili oynayan Pınar Karşıyaka son 5 dakikaya 67-60 önde girdiği karşılaşmadan 74-72 galip ayrıldı.


Kaynak:Habertürk

Fener'in "Sigorta"sı attı!

Teledünya Bayanlar Türkiye Kupası 2. Etap 1. Tur maçında Vafıkbank Güneş Sigorta Türk Telekom, 2-0 geriye düştüğü karşılaşmada Fenerbahçe Acıbadem'i 3-2 yenerek, çeyrek finale yükseldi.

FENERBAHÇE ACIBADEM:2 - VAKIFBANK GÜNEŞ SİGORTA TÜRK TELEKOM:3

SALON: Burhan Felek
HAKEMLER: Serdar Nişancıoğlu, Temel Öneri

FENERBAHÇE ACIBADEM: Naz, Chachkova, Ergül, Skowronska, Osmokrovic, Eda (Nihan, Yağmur)
VAKIFBANK GÜNEŞ SİGORTA TÜRK TELEKOM: Nikolic, Bahar, Gözde, Glinka, Poljak, Özge (Gizem, Güldeniz, Nilay, Melis, Seray)

SETLER: 25-18, 25-20, 21-25, 25-27, 16-18
SÜRE: 132 dakika (25, 27, 28, 31, 21)


Kaynak:Habertürk

"G.Saray'la anlaştık"

Ligin ikinci yarısına iddialı bir biçimde girmeyi isteyen Galatasaray'ın Mauro Formica'yla anlaşmaya vardığı öğrenildi. Arjantin basınına konuşan genç futbolcunun menajeri Galatasaray ile anlaştıklarını belirtirken, Newell's Old Boys ile Sarı-Kırmızlılı kulüp arasında küçük pürüzlerin kaldığını bildirdi.

LİGTV


Kaynak:Habertürk

Selamün aleyküm baba!

Shaquille O'Neal, bir maç sonrasında söyledikleri yüzünden para cezasına çarptırılınca kendini soyunma odasında yerden yere attı. O'Neal, takım arkadaşı Semih Erden'e sarılıp, "Selamün aleyküm baba" diyerek şovunu sürdürdü.

 VİDEO'YU İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN!

NBA takımlarından Boston Celtics'in pivotu Shaquille O'Neal, Orlando Magic maçından sonra hakemi eleştirdiği için 35 bin dolar para cezasına çarptırıldı.

NBA yönetimi, Celtics'in 3 gün önce deplasmanda Orlando Magic'e 86-78 yenildiği maçta 13 dakikada 6 faul yaparak oyun dışı kalan O'Neill'e, maçtan sonraki açıklamaları nedeniyle ceza verildiğini açıkladı.

''Shaq'' lakaplı, 26 numaralı formayı giyen oyuncu, hakemleri ''kontrol manyağı'' olarak nitelendirmiş ve ''Seyircinin 26 numarayı izlemeye geldiğini tahmin ediyorum. İnsanlar 26 numarayı izlemek için bu kadar para ödüyor'' demişti.

CEZA SHAQ'A YARADI, DEV YILDIZ ŞOV YAPTI
"Shaq" cezanın kendine tebliğ edilmesinin ardından soyunma odasını eğlenceli bir ortama çevirdi. Arkadaşlarına sarılan, yerlerde sürünen O'neal takım arkadaşı Semih Erden'e sarılıp, "Selamün aleyküm baba" diyerek esprilerini sürdürdü.

NTVSPOR.NET


Kaynak:Habertürk

Arda'dan mesaj var!

Galatasaray Televizyonu'na sezonun ilk yarısını değerlendiren yıldız futbolcu, her camianın kötü zamanları olabileceğini, önemli olanın Galatasaraylılık duruşunu bozmamak olduğunu kaydetti.

Arda'nın açıklamaları şöyle:
"Bu sene işler kötü gidiyor. Ama camialar böyle zamanlar yaşayabilir. Önemli olan Galatasaraylılık duruşunu bozmamamız. Çünkü Galatasaray camiası çok kupalar, çok şampiyonluklar kazanacaktır. Bizim için önemli olan duruşumuzu bozmamak. Kızgınlıklar bazen tepkilere yol açabiliyor, çok normal bu durumda. Keşke Ali Sami Yen Stadı'na böyle veda etmeseydik. Ama Ali Sami Yen'e güzel şeyler verdik. Ali Sami Yen'de güzel şeyler de yapabildik. Hayatta böyle şeyler var. Umarım yeni stadımızda da Ali Sami Yen'deki başarıların üstüne daha çok koyarak devam ederiz."


Kaynak:Habertürk

Es-Es yolcusu!

Galatasaray'ın genç forvet oyuncusu Mehmet Battal'ın menajeri Mahmut Güneş, yaptığı açıklamada, "Mehmet'i en çok isteyen kulüplerin başında Eskişehirspor, geliyor. Antalya'da aynı yakınlıkta; fakat büyük ihtimalle Eskişehirspor olacak. Bizimle ve Galatasaray'la temas halindeler." dedi.

"RİZE İÇİN BAŞBAKAN DEVREYE GİRDİ"
Futbolcusu Mehmet Battal'ın Süper Lig'de oynamak istediğini belirten Güneş, Radyospor'da Özgür Sancar'la Haber Özel Programı'na yaptığı açıklamada, Mehmet'in Çaykur Rizespor'a gitmesi için Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da devreye girdiğini belirterek, şöyle konuştu:

"Adnan Sezgin'in, Mehmet'i Çaykur Rizespor'un istediği; bu konuda başbakan Erdoğan'ın da ricası olduğunu söyledi. Rize teknik direktörü Ümit Kayıhan da Mehmet'le İzmir'de birebir görüştü. Ülkemizin Başbakanı bile böyle bir konuyla ilgileniyorsa bu bizi gururlandırdı.Ama Mehmet Battal, Bank Asya 1. Lig takımlarında oynamayı düşünmüyor. Süper Lig takımlarından çok iyi teklifler var. 1-2 gün içerisinde bu durum netleşecek."

YETERİNCE ŞANS VERİLMEDİ
Genç futbolcunun yeterince şans bulamadığını ifade eden Güneş, "Mehmet, Galatasaray'da forma şansı bulmayı çok istedi. Hatta daha disiplinli olmak adına 5 ay boyunca tesislerde kaldı. Her şeyini Galatasaray'a vermeye hazırdı; ama santrafor olmadığı zaman bile şans verilmedi. Ama Mehmet, her zaman takımında kalmaktan yana ne zaman ne şekilde görev verilirse en iyi şekilde yapmaya hazır." şeklinde konuştu.

''Galatasaray'dan kopmak istemiyor, o nedenle kiralık olarak gitmek istiyor.'' diyen Mahmut Güneş, Mehmet Battal'ın Galatasaray'dan kopmak istemediğini de belirterek, "Tercihimiz, Süper Lig'de bir takımda oynamak. Ama bonservisiyle mi yoksa kiralık olarak mı gidecek buna Galatasaray Kulübü karar verecek. Mehmet, Galatasaray'dan ayrılmak istemiyor. Bir yerde top oynayıp, döndükten sonra Galatasaray'da daha iyi işler yapabileceğine inanıyor. 1-2 gün içerisinde her şey netleşecek. Büyük olasılıkla kiralık olarak bir başka takıma gidecek." diye konuştu.


Kaynak:Habertürk

Önemli olan duruşumuz!

Galatasaray Televizyonu'na sezonun ilk yarısını değerlendiren yıldız futbolcu, her camianın kötü zamanları olabileceğini, önemli olanın Galatasaraylılık duruşunu bozmamak olduğunu kaydetti.

Arda'nın açıklamaları şöyle:
"Bu sene işler kötü gidiyor. Ama camialar böyle zamanlar yaşayabilir. Önemli olan Galatasaraylılık duruşunu bozmamamız. Çünkü Galatasaray camiası çok kupalar, çok şampiyonluklar kazanacaktır. Bizim için önemli olan duruşumuzu bozmamak. Kızgınlıklar bazen tepkilere yol açabiliyor, çok normal bu durumda. Keşke Ali Sami Yen Stadı'na böyle veda etmeseydik. Ama Ali Sami Yen'e güzel şeyler verdik. Ali Sami Yen'de güzel şeyler de yapabildik. Hayatta böyle şeyler var. Umarım yeni stadımızda da Ali Sami Yen'deki başarıların üstüne daha çok koyarak devam ederiz."


Kaynak:Habertürk

Bu maçlar mahkemelik!

İspanyol futbolunun son günlerdeki en büyük tartışma konusu olan 2 Ocakta maçların oynanıp oynanamayacağı konusu mahkemelik oldu.

İspanya'da futbolcuların sendikası olarak değerlendirilen İspanya Futbolcular Derneği (AFE), 2 Ocak tarihinin futbolcular için izin günü olduğunu savunarak, bu tarihte oynanması öngörülen La Liga'daki 5 maçın ve 2. Lig'deki bir maç hariç tüm maçların ileri tarihte oynatılmasını istedi.

La Liga ve 2. Lig kulüplerinin temsil edildiği Profesyonel Futbol Ligi (LFP) ile geçen mayıs ayında bir anlaşma yapan AFE, anlaşma maddelerinden birinde futbolcuların 2 Ocakı tatil günü olarak geçirmelerinin de yer aldığını belirterek, bu hükmün ihlal edildiği gerekçesiyle mahkemeye başvurdu.

Madrid'deki Ulusal Mahkeme, geçen çarşamba günü tarafları dinlerken, bugün açıkladığı kararda, AFE'nin LFP aleyhine yaptığı başvurunun doğru olmadığını bu yüzden davaya bakmakla yükümlü olmadığını duyurdu.

Mahkemeye göre, AFE'nin lig fikstürü konusundaki muhatabı İspanya Futbol Federasyonu (RFEF) olması gerekirken, AFE'nin yeni bir başvuru yapması ve bunun karara bağlanması için yeterli zaman olmamasından dolayı mevcut durumda herhangi bir değişiklik yapılamayacağı ifade edildi.

AFE yetkilileri bu kez RFEF hakkında mahkemeye yeni bir başvuru yapacağını açıklasa da 31 Aralık ve 1 Ocak tarihlerinin resmi tatil olmasından dolayı maçların daha önce belirlenen 2 Ocak tarihinden başka bir güne ertelenmesinin söz konusu olmadığı belirtiliyor.

La Liga'da 17. hafta maçlarının programı şöyle:

2 Ocak: Athletic Bilbao-Deportivo, Barcelona-Levante, Sporting-Malaga, Sevilla-Osasuna, Valencia-Espanyol;

3 Ocak: Villarreal-Almeria, Zaragoza-Real Sociedad, Atletico de Madrid-Racing, Mallorca-Hercules, Getafe-Real Madrid.


Kaynak:Habertürk

Mutlu ve başarılıyım!

Beşiktaş'ın Alman futbolcusu Roberto Hilbert, siyah-beyazlı takıma büyük beklentilerle geldiğini, bu nedenle gönderileceği yönünde çıkan söylentilerin rahatsızlık verici olduğunu söyledi.

Beşiktaş Kulübü'nün aylık resmi yayın organı Beşiktaş Dergisi'nin ocak sayısında röportajı yer alan Hilbert, takım ve taraftar bütünleşmesinin şampiyonluk yolunda gerçekten önemli olduğunu belirterek, ''Şimdi Beşiktaş'ta bunu yaşıyoruz. Buraya büyük beklentilerle gelmiştim. Bu sebeple gönderileceğim yönündeki söylentiler benim için rahatsızlık vericiydi. Hem antrenmanlarda hem de maçlarda gösterdiğim performansla, hocamıza 'Her maçta direkt oynamalıyım' mesajını vermem gerekiyordu'' dedi.

Kendisinin takımın ihtiyacı olan bölgede oynadığına dikkati çeken Alman oyuncu, ''Mutlu ve başarılıyım. Geriden gelip orta ve asist yapmak hoşuma gidiyor. Akıllı olmam, futbolu iyi bilmem ve ne yapıp yapmayacağıma doğru kararlar vermem bu dengeyi sağlamama yardımcı oluyor'' diye devam etti.

Hilbert, futbolcunun yaşadığı yeri sevmesinin çok önemli olduğunu kaydederek, ''O dönem içinde sizi en çok etkileyen şeylerin başında geliyor. İstanbul'da çok büyük ve güzel bir şehir'' dedi.

Alman futbolcunun röportajının ayrıntıları ocak ayında çıkacak Beşiktaş Dergisi'nde yer alacak.


Kaynak:Habertürk

Kale gole kapandı!

/ DIŞ HABERLER

2010 yılına veda etmeye sayılı günler kala futbola yine kaleciler damgasını vurdu. Gerek çok komik goller yiyen gerekse kupa kazandıran kurtarışlar yapan eldivenlerin, en iyi 3 kurtarışını sizler için derledik. Sizce birincilik hangisinin olmalı?


Robben'in topunu çıkaran Iker Casillas'ın kurtarışı mı, Ronaldo'nun füzesini çıkaran Murcia kalecisi Dani Hernandez mi yoksa Honduras'ın başarılı eldiveni Noel Valladares'in kısa mesafeden müthiş refleksle tokatladığı top mu? Karar sizin...

 Video için tıklayınız...


Kaynak:Habertürk

"Daum kalsaydı..."

Brezilyalı yıldız Fenerbahçe'de beraber çalıştığı Daum ve Kocaman'ı kıyaslarken, Alman teknik adamı övdü ve ekledi: "Bizi Brezilya'dan getiren Kocaman iyi olmamız için hiçbir şey yapmıyor"

Fenerbahçe’nin yıldız oyuncusu Andre Santos, devre arası tatiline çıkmadan önce gündem yaratacak çarpıcı açıklamalar yaptı.  Brezilyalı yıldıza ilk olarak Brezilya Milli Takımı’nın bankosu iken Fenerbahçe’de neden yedek kaldığını sorusunu şu şekilde yanıtladı:
“Bu sorunun bir çok cevabı olabilir ve ben bu birçok cevabı size verebilirim. Ama en doğru yanıtı bu röportajda vereceğim. Mesela iki antrenörün (Daum ve Kocaman’ın kast ediyor) oyun tarzları farklı olabilir. Kocaman’ın sistemine  alışamamış olabilirim. Belki form tutamadım bu sezon, belki de bir maç oynuyorum üç maç yedek kaldığım için devamlılık sağlayamıyorum. Kendime olan güvenimi kaybediyorum ve sahaya çıkınca bir türlü isteneni veremiyorum sorunun cevabı bu da olabilir.”

HOCA BANA GÜVENMİYOR
Santos içini tam boşaltamamış olacak ki, bu uzun yanıtına daha özet ama anlamlı bir cümleyle devam ediyor:
"Ben Brezilya Milli Takımı’nda oynuyorsam, dünyanın önde gelen kulüpleri beni beğenip transfer etmek istiyorsa bu benim kalitemi gösterir. Ama Aykut Kocaman’ın bana güveni hiç yok ve Fenerbahçe’de oynayamamamın başlıca nedeni de bu olsa gerek.”

Santos, yakın arkadaşı Cristian Baroni’yle transferlerini, o zaman ‘Sportif Direktör’ sıfatıyla Aykut Kocaman’ın Brezilya’da bizzat izleyip beğenerek yaptığını hatırlatıp, “Türkiye’ye gelmemizi isteyen kişi Aykut Kocaman’dır. Buna rağmen Aykut’un bizi sevmediğini düşünüyorum ve bunun nedenini bilmiyorum. Ama şunu bilmeli ki, sevse de sevmese de, güvense de güvenmese de, oynasam da oynamasam da Fenerbahçe ile sözleşmem var ve buradayım. Beni isteyen takımlarla oturup anlaşılmazsa, sözleşmem bitene kadar Fenerbahçe forması giyeceğim” diyerek kendisi istemeden ayrılmayacağını gösterdi.

BURADA KALMAK İSTEMİYORUM
Fenerbahçe’de kalmayı ve şampiyonluk yaşamayı çok istediğini anlatan Santos, “Ama şu yarım sezonda yaşadıklarımdan sonra Fenerbahçe’de kalmak istemiyorum. Eğer oynamayacaksam Fenebahçe’de kalamam. Bu benim milli takımdaki geleceğimi de tehlikeye atar. Özellikle gitmeyi istediğim bir takım yok. Barcelona, Real Madrid gibi takımların da benimle ilgilendiğini duyuyorum. Böyle büyük takımların formasını giymeyi çok isterim ama oynayamayacaksam oralara da gitmeyi kabul etmem” diye konuştu.

Aykut Kocaman’ın kendisiyle sık sık konuştuğunu söyleyen Santos, “Bana hep iyi olmamı söylüyor ama iyi olmam için hiçbir şey yapmıyor. Türkiye’nin en kaliteli futbolcular topluluğu Fenerbahçe’dir. Bir çoğu ülkelerinin  milli takımlarında kaptanlık yapıyor. Bu kadar iyi bir kadro Avrupa kupalarında yoksa, ligde ve kupada bu durumdaysa sorun o takımı yöneten kişiden kaynaklanıyordur” dedi.

OYNATILMAZSAN TARAFTAR SİLER TABİ
Türkiye’de en çok neden rahatsız olduğunu sorusuna ise Andre Santos yine ilginç bir yanıt veriyor: “Baskı... Burada futbol nefes almak gibi. Ne rahat yemek yiyebiliyorsun, ne rahat alışveriş yapabiliyorsun. Her yerde basın var, taraftar var. Burada insanlar sevgilerini bonkörce dağıtıyorlar. Türkiye’de futbol sadece sahada kalmıyor, bu çok net.” Santos, İstanbul’da en çok restoranları sevdiğini söyleyerek sevdiği yemekler içinse, “Özellikle tavuk şiş ve dürüm dönere bayılıyorum” diyor.

Brezilyalı zaman zaman kendisini protesto eden Fenerbahçe taraftarları için de şu ifadeleri kullandı: “Taraftar beni zaman zaman destekledi, çoğu zaman ise eleştirdi. Sen iyi oynarsan takım iyi yerlerdeyse dünyanın her yerinde destek görür alkışlanırsın. Eğer sen oynatılmıyor, ara sıra şans buluyorsan taraftarın da sana olan güveni kaybolur ve sahada yaptığın her hata taraftarın gözüne batar.”

BAŞKANI DİKTATÖR SANMIŞTIM
Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım hakkında da Santos oldukça ilginç sözler sarfetti: “İlk transfer olduğumda beni ürküten tek kişi başkandı. Çok sert, diktatör görünüyordu. Ama onu sonradan çok iyi anladım ve tanıdım. Başkan Aziz Yıldırım çok dürüst ve düşündüklerini sakınmadan dobra dobra söyleyen biri, Fenerbahçe’de işi en zor olan kişi o. Çok büyük bir camiayı elinde tutmaya çalışıyor ve çok büyük sorumlulukları var. Onun da anlamak ve yaptıklarını takdir etmek lazım.”

Andre Santos, Türkiye’de beğenmediği, hoşuna gitmeyen şeyleri sayarken ülkemizle ilgili önemli saptamalar da yapıyor:
“Türkiye’deki en kötü şey herkesin her konuda bir fikrinin olması. Özellikle basın bilmediği bir çok şeyi biliyormuş gibi yazıyor.”

Medyanın bazen Brezilyalılar’ın kendi aralarında sorun varmış gibi haberler yapmasından yakınan Santos, “Bazen de Brezilyalılar’ın Türk  futbolcularla sorun yaşadığı yansıtılıyor. Bunları yazanlar kendileri inanıyor mu merak ediyorum? Mesela ilk geldiğimizde Alex ile sorunumuz varmış gibi gösterilmeye çalışıldı. Böyle bir şey mümkün değil! Alex İstanbul’a, Fenerbahçe’ye adapte olmamızı sağlayan kişidir, kaptanımız, dostumuzdur. Bu yorumlar saçmalıktan öteye gitmez” ifadelerini kullandı.

Santos, Alex ile hiçbir sorunu olmadığı gibi vatandaşının Fenerbahçe’de en büyük haksızlığa uğrayan isim olduğunu söyledi. Santos, “Teknik direktör tarafından hiç hak etmediği davranışlara, sözlere maruz kalıyor. Aykut Kocaman’ın Alex ile arasındaki sorunu anlamış değilim! Alex’i çekemiyor mu, kıskanıyor mu, neden böyle davranıyor hiç anlamıyorum. ‘Beş yılda bir şampiyonluk yaşadı’ diye bir demeci var mesela. Çok gereksiz ve anlamsız bir açıklamaydı, bu sözler Alex’i çok yaraladı” diyerek de kaptanın Aykut Kocaman’a olan kırgınlığını gözler önüne serdi. Alex’in 6 yılda yaptıklarının ortada olduğunu söyleyen Santos, O, Fenerbahçe’nin ışığı, aynası. Bu yüzden de hocanın aksine taraftar Alex’e sahip çıkıyor ve onu destekliyor” diye konuştu.

"DAUM DAHA İYİ BİR HOCAYDI"
Santos, Fenerbahçe’ye geldiği ilk yılındaki hocası Christoph Daum’a ise övgüler yağdırdı. Brezilyalı oyuncu, Türkiye’ye ilk geldiğinde çok mutlu olduğunu anlatarak, “Gelir gelmez oynamaya başladım ve 13 gol attım. Başımızda çok akıllı bir hoca vardı, çok çılgındı. Çok daha ağır antremanlar yaptırmasına rağmen ben Daum’u, Aykut Kocaman’dan daha çok seviyordum. Onunla başarılı bir dönem yaşamıştım. Sakatlanmasaydım ve oynasaydım Trabzonspor’u yenip şampiyon olabilirdik. Ve bu sonuçla Daum bu sezon da bizimle olabilir, her şey çok daha güzel olabilirdi. Bir maç herkesin kaderini değiştirmeye yetti ifadeleriyle Daum’un ayrılmasından duyduğu memnuniyetsizliğe dile getirdi. Kocaman’ın oynattığı futbolu da eleştiren Santos, “Çoğu zaman takım oyunundan çok uzak bireysel yeteneklere dayalı futbol oynuyoruz. Dia ve Stoch’un defansif özellikleri hiç yok. Futbol, Barcelona ve İspanya milli takımındaki gibi pas oyunudur. Fakat bizde bireysel yetenekler öne çıkmaya çalışıyor, üstelik defansı hiç düşünmeden. Bu yüzden takım oyuncularının üzerine iki kat yük biniyor ve başarılı olamıyoruz” derken son Buca maçıyla ilgili olarak şu saptamayı yaptı: “Kupada belki de son şansımız olan Buca maçına Alex ve Niang’sız çıkmamızı anlayabilmiş değilim.”

EMRE KARDEŞİM AMA...
Takımda en çok Emre Belözoğlu’nu sevdiği anlaşılan Santos, milli yıldızla ilgili oldukça sıcak ve içten şu açıklamaları yapıyor: “Emre saha dışında kardeşin olabilecek kadar yakın, her derdine çare olmaya çalışan yardımsever bir arkadaşımız. Ama sahada her an yumruk yumruğa kavga edebileceğin biri oluyor. Ama kötü biri değil, hırsından, kazanma isteğinden dolayı değişiyor. Ayrıca Semih ve Bekir’i çok seviyorum. Önder ile çok iyi geçiniyordum.”

CARLOSU KİMSE UNUTMADI
Roberto Carlos’u Fenerbahçe’ye transfer olmasındaki en önemli sebep olarak gösteren Santos, “O tanıdığım en iyi insan ve mevkisinin en iyisi. Fenerbahçe’de onunla oynayan kimse Carlos’u unutmadı. Çok sık telefonlaşıyor, Brezilya’ya her gittiğimde görüşüyoruz. Uzun süre Avrupa’da futbol oynadığı için Brezilya’ya adapte olmakta çok zorlanıyor. Elano da Türkiye’ye hiç adapte olamadı ve ailevi sorunlar ile uğraştı. Ayrıca buradaki sert futboldan da çok yakındı” diye konuştu.

SANTOS’UN BREZİLYA’DA TATİL KEYFİ
Andre Santos, devre arası tatilini yaz aylarının yaşandığı Brezilya’da yakın arkadaşları ile bol bol eğlenerek geçiriyor. Santos, evde zamanını çoğunlukla Colin Kazım’ın Belçika’dan getirtip hediye ettiği ‘labrador’ cinsi Maya isimli köpeği ile geçiriyor.

SABAH


Kaynak:Habertürk

Uğurlar olsun Zapo!

HTSPOR

Siyah-Beyazlı kulüpte satış listesine konulan Zapotocny’nin sonunu 3-1’lik Porto yenilgisinin hazırladığı bildirildi.

Sezon başında yeniden Bursaspor’a kiralanması ya da satılması konusunda teknik direktör Bernd Schuster’e telkinde bulunan yöneticiler ilginç bir çıkışla karşılaştı. Alman hoca, “İki yıl içinde hem Beşiktaş’ta hem de Bursaspor’da şampiyonluk yaşamış. O benim uğurum. Takımda tutulmasını istiyorum. Başarılı olacağına inanıyorum. Tecrübesinden faydalanacağız” diyerek Çek stoperin gönderilmesine izin vermedi.

İlerleyen haftalarda zaman zaman forma bulan Zapo’nun kaderini Porto maçı belirledi. İnönü’deki karşılaşmanın ilk yarısında Falcao’ya dengesiz giren tecrübeli futbolcu az daha penaltıya sebebiyet veriyordu. Zapo’nun yaptığı zamanlama hatası yüzünden Portekiz ekibinin 2. golünün gelmesi Schuster’i çileden çıkardı. 70. dakikada Çek futbolcuyu oyundan olan Schuster, “Ah ben ne yaptım. Keşke zamanında satılmasına onay verseydim” diyerek kendini suçladı.


Kaynak:Habertürk

8 milyon dolardı!

Mircea Lucescu'lu Galatasaray'ın Denizlispor'dan 8 milyon dolara transfer ettiği ve kulüp tarihinin en pahalı ilk 10 transferi arasında kendisine yer bulan Bülent Akın geçtiğimiz günlerde Spor Toto 2. Lig takımlarından Yeni Malatyaspor ile anlaştığını açıklamıştı.

2000-2001 sezonunda 8 milyon dolar karşılığında Denizlispor'dan Galatasaray'a transfer olan 32 yaşındaki Bülent Akın, şimdi Spor Toto 2. Lig takımlarından Yeni Malatyaspor başarısı için çabalayacak.

Ligin ikinci yarısında Malatya'nın Spor Toto 2. Lig'de yer alan temsilcilerinden Yeni Malatyaspor'da forma giyecek olan 1978 doğumlu Bülent Akın, 2000-2001 sezonu öncesi, Galatasaray'ın şu anki teknik direktörü, eski futbolcusu Gheorge Hagi'nin tavsiyesi üzerine, 22 yaşında Sarı-kırmızılı kulübe tam 8 milyon dolara transfer olmuştu. Bülent Akın, Galatasaray'ın Real Madrid'i mağlup ederek kazandığı UEFA Süper Kupa zaferini de yaşayan kadroda yer alıyordu.

Galatasaray'da geçirdiği 2 sezonda un ardından pek bir varlık gösteremezken, kadro da istenmeyen adam ilan edilmişti. Fatih Terim tarafından sözleşmesi uzatılmayan Bülent Akın, sonrasında İngiltere Premier Ligi takımlarından Bolton Wanderers'a transfer olmuştu. Burada da beklediğini bulamayan Akın, daha sonra Akçaabat Sebatspor, Gençlerbirliği, Malatyaspor, Türk Telekom, İstanbulspor, Hollanda ekibi MVV Maasricht ve son olarak Ankara temsilcisi Pursaklarspor'un formalarını giymişti.

UEFA Süper Kupası'nı kaldıran Galatasaray'ın bir diğer yıldızı Mario Jardel de geçtiğimiz günlerde Brezilya 3. Ligi takımlarından Atletico Rio Negro'ya transfer olmuş, hatta kulüp taraftarlarına bir itfaiye aracının üzerinde şehir turu attırılarak tanıtılmıştı.


Kaynak:Habertürk

Kardeşler Trabzonspor'da!

Devre arası transfer çalışmalarını sürdüren lider Trabzonspor, ara transferde ilk bombayı patlattı. Bordo-mavili yönetimin Wisla Krakow takımında oynayan forvet oyuncusu Pawel Brozek ile sol kanat oyuncusu Piotr Brozek ile 2,5 yıllık anlaşma sağladığı öğrenildi.

Yönetim kurulu üyesi Tuncay Bekiroğlu'nun iki kardeş futbolcuyu Salı günü Antalya kampına getireceği belirtildi.

Trabzonspor'un iki futbolcunun transferi için Polonya kulübüne 2 milyon Euro ödeyeceği öğrenildi.


Kaynak:Habertürk

Polonyalı kardeşler Trabzonspor'da!

Devre arası transfer çalışmalarını sürdüren lider Trabzonspor, ara transferde ilk bombayı patlattı. Bordo-mavili yönetimin Wisla Krakow takımında oynayan forvet oyuncusu Pawel Brozek ile sol kanat oyuncusu Piotr Brozek ile 2,5 yıllık anlaşma sağladığı öğrenildi.

Yönetim kurulu üyesi Tuncay Bekiroğlu'nun iki kardeş futbolcuyu Salı günü Antalya kampına getireceği belirtildi.

Trabzonspor'un iki futbolcunun transferi için Polonya kulübüne 2 milyon Euro ödeyeceği öğrenildi.


Kaynak:Habertürk

'Kurtuluş Kupası' sahiplerini buldu!

5 branşta toplam 1334 sporcunun katılımıyla düzenlenen organizasyonda dereceye girenlere ödülleri bir törenle takdim edildi.

Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, şehrin 89’uncu kurtuluş yıldönümü etkinlikleri kapsamında Özdemir Bey anısına Satranç, Şahinbey anısına Kros, Şehitkamil anısına Batminton, Karayılan anısına Oryantiring ve Dokurcum Şehitleri anısına Futbol dallarında başarılı olan 78 sporcuya, ödüllerini düzenlediği törenle verdi.

İlk ve Orta öğretim öğrencilerin ilgi gösterdiği yarışmalarda genç sporcuların başarıları adeta profesyonellere taş çıkartır boyuttaydı… “Kurtuluş Kupası” yarışmalarının onur konuğu ise İçişleri Bakanı Beşir Atalay oldu. Dereceye giren birincilere ödülleri Bakan Beşir Atalay, Gaziantep Valisi Süleyman Kamçı ve Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Asım Güzelbey tarafından verildi.

Kurtuluş Kupası’nda dereceye giren diğer sporcular için Büyükşehir Meclis salonunda konuşma yapan Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Asım Güzelbey, Gaziantep’in Kurtuluş yıldönümünde eğitim ve spora önem vererek gerçekleştirdiğimiz “Kurtuluş Kupası”nda emeği geçen herkese teşekkür ettiğini belirtirken, “Genç nesillerimize tarihimizi unutmamaları adına ilk kez 5 dalda spor müsabakaları düzenledik. “ Gelecek yıllarda bu etkinliği daha fazla branşla geniş kapsamlı yaparak geleneksel hale getireceğiz” diye konuştu.


Kaynak:Habertürk

Emenike için geliyorlar!

HTSPOR

Kırmızı-Mavililer’in, Antalya ile 2-2 berabere kaldığı maçta Emenike’yi izlemeye gelen İspanyol idarecilerin, Ocak ayında anlaşma yapmak için Türkiye’ye geleceği öğrenildi. Öte yandan F.Bahçeli Yobo’nun tavsiyesi üzerine Trabzonmaçında Emenike’yi izleyen Nijerya Milli Takım Teknik Direktörü Samson Siassia’nın oyuncuyu 26 Mart’ta oynanacak Etiyopya maçı kadrosuna çağıracağı öğrenildi.


Kaynak:Habertürk

Aslan'a mesaj var!

Alman ekibi, Hollandalı orta saha oyuncusu Mark van Bommel'i, en azından sezon sonuna kadar satmayacağı açıklandı.

Futbolcunun menajeri Mino Raiola, Bayern Münih ile sözleşmesi yazın sona erecek futbolcunun van Bommel'in, ara transfer döneminde gönderileceğine ilişkin iddiaların doğruyu yansıtmadığını, 33 yaşındaki oyuncunun en azından sezon sonuna kadar Alman ekibin formasını giyeceğini söyledi.

Alman basınında çıkan haberlerde, futbolcunun ara transfer döneminde Wolfsburg'a gidebileceği iddia edilmişti.


Kaynak:Habertürk

Yıldırım'dan tepki!

Yıldırım, kulübün resmi internet sitesinde yer alan açıklamasında, internet sitelerinde yayınlanan bilgilerin kulübün ve sporcuların resmi açıklamaları olduğunu vurgulayarak, ''Bu sitede benim, yöneticilerimizin ya da sporcularımızın söylemedikleri şeylerin yayınlanması söz konusu değildir. Basında üzülerek takip ettiğimiz olmayan şeyleri yazma, hayali demeçler uydurma gibi durumların Fenerbahçe Kulübü gibi bir kurumun resmi sitesinde uygulanması mümkün değildir. Aksine Fenerbahçe Kulübü resmi internet sitesi gazetelerde her gün çıkan onlarca yalan, yanlış haber hakkında camiamızı doğru bilgilendirmek adına görev yapmaktadır'' ifadelerini kullandı.






Kaynak:Habertürk

Yıldırım'da tepki!

Yıldırım, kulübün resmi internet sitesinde yer alan açıklamasında, internet sitelerinde yayınlanan bilgilerin kulübün ve sporcuların resmi açıklamaları olduğunu vurgulayarak, ''Bu sitede benim, yöneticilerimizin ya da sporcularımızın söylemedikleri şeylerin yayınlanması söz konusu değildir. Basında üzülerek takip ettiğimiz olmayan şeyleri yazma, hayali demeçler uydurma gibi durumların Fenerbahçe Kulübü gibi bir kurumun resmi sitesinde uygulanması mümkün değildir. Aksine Fenerbahçe Kulübü resmi internet sitesi gazetelerde her gün çıkan onlarca yalan, yanlış haber hakkında camiamızı doğru bilgilendirmek adına görev yapmaktadır'' ifadelerini kullandı.






Kaynak:Habertürk

Lugano'dan tavsiye!

HTSPOR

Sarı-Lacivertliler’in savunma oyuncusu Diego Lugano eski takımı Sao Paulo’ya vatandaşı Sebastian Coates’i önerdi. Coates’in menajeri Lugano’nun büyük başarılar kazandığı Sao Paulo’ya 20 yaşındaki savunma oyuncusunun ismini verdiğini ve kulübün de buradan yola çıkarak transfer girişimlerine başladığı belirtildi.


Kaynak:Habertürk

Trabzon'da kriz!

Trabzonspor, devre arası kamp çalışmaları için geldiği Antalya'da ilk antrenmanını yaptı.

Spor Toto Süper Lig'de oynadığı 17 karşılaşmada 42 puanla, ilk yarıyı lider tamamlayan Trabzonspor, teknik heyet ve futbolcularıyla Serik ilçesine bağlı Belek beldesindeki Gloria Serenity Otel'de toplandı.

Otelin spor tesisinde teknik direktör Şenol Güneş gözetiminde bu sabah yapılan ilk antrenmana, Selçuk İnan ve İbrahima Yattara izinli, Gustavo Colman, Alanzinho ve Jaja ise izinli olmamalarına rağmen katılmadılar. Hrvoje Cale ve Arkadiusz Glowacki ise izinlerini erken tamamlayarak, kamptaki yerlerini aldılar.

NOTER TESPİTİ YAPTIRILDI
Trabzonspor yönetimi, antrenmana katılmayan üç yabancı futbolcu için antrenmanda, Antalya 2. Noterine tespit yaptırdı.

Antrenmanda futbolcular düz koşu, kondisyon hareketleri ve istasyon çalışması yaptı.

Antrenman sonunda kamp çalışmasını seyretmeye gelen Trabzonsporlu taraftarların çocukları, teknik direktör Şenol Güneş ile fotoğraf çektirdi. Bordo-mavililer 1,5 saat süren antrenman sonrası takım otobüsü ile otele döndü.


Kaynak:Habertürk

"Seneye giderim"



Galatasaraylı Ayhan Akman, bir yıl daha sarı kırmızılı formayı giydikten sonra futbol yaşamını Almanya, İspanya ya da Yunanistan'da sürdürmek istediğini söyledi.

İnegölspor'un Türk futboluna kazandırdığı isimlerden olan Ayhan Akman, lige verilen arayı yakınlarıyla geçirmek amacıyla İnegöl'e geldi.

Antrenman için İnegölspor tesislerini kullanan Ayhan Akman, Galatasaray ile bir yıllık daha sözleşmesinin bulunduğunu, daha sonraki hedefinin yurtdışında oynamak olduğunu belirtti.

Futbol yaşamına Almanya, Yunanistan ya da İspanya'da devam etmek istediğini vurgulayan 33 yaşındaki futbolcu, ''Futbolu bıraktıktan sonra Avrupa'da 2-3 yıl antrenörlük eğitimi almak istiyorum. Ayrıca hedefimde spor akademisi de bulunuyor'' dedi.


Kaynak:Habertürk

Ben daha ölmedim!

İstanbul Büyükşehir Belediyespor'un Fenerbahçe'den kiraladığı forvet oyuncusu  Gökhan, oynamaya alışkın bir futbolcu olarak Fenerbahçe'de süre alamamanın sıkıntısını yaşadığını ifade ederek ''Oynayamamak benim için çok büyük bir sıkıntı yaratıyor. Hep oynamaya alıştığım için oynamamak beni gerçekten etkiliyor. Eve gittiğimde 'Neden oynayamıyorum' diye kendime çok soruyorum. Çünkü futbolu çok seviyorum, futbol aşığıyım. Herkes benim için artık, 'Gökhan Ünal bitti' diyor ama öyle bir şey yok. Sonuçta her zaman oynayacaksın diye bir şey de yok futbolda. Fenerbahçe büyük bir camia. Ben Gökhan Ünal'ın bitmediğini bu 5 aylık sürede göstermek istiyorum. Nasıl bir golcü olduğumu göstermek istiyorum'' diye konuştu.

Trabzonspor'dan Fenerbahçe'ye transfer olduktan sonra, sarı-lacivertli ekipte yeterli şansı bulamadığını anlatan Gökhan, ''Yeterli şans verilmedi. Benim de hatalarım oldu ama sonuçta artık yeni bir takıma geldim, yeni bir ortam, yeni arkadaşlıklar... Benim için iyi bir başlangıç olacak. İstanbul Büyükşehir Belediyespor istikrarlı bir ekip. Konumu da iyi, 8. sırada ama 3. ile arasındaki puan farkı çok değil. Takımıma katkı sağlamak istiyorum. Benim de hedeflerim var. Futbolu çok seviyorum, futbola aşığım. Tekrar eski günlerime dönmek istiyorum'' şeklinde konuştu.

''GECE HAYATINDA KAYBOLAN FUTBOLCU OLMADIM''
Gece hayatını sevmediğini vurgulayan Gökhan Ünal, ''İstanbul'a gelip de gece hayatında kaybolan futbolculardan olmadım. Ben sadece oynayamadım, gerekli süreyi alamadım'' dedi.

Bundan sonrası için de her şeyin kendi elinde olduğunu anlatan Gökhan şunları kaydetti:

''Oynamadığınız zaman herkes istediği gibi hakkınızda atıp tutuyor. İstanbul'a geldi, gece hayatına takıldı falan diye... Böyle haberler beni çok üzüyor. Çünkü benim gece hayatım yok. İstanbul'a geldiğimden beri doğru düzgün dışarı bile çıkmadım. Arkadaşlarım çıkarken ben çıkmadım evimde oturdum. İstanbul'a geldiğimde bir yanlış olayım oldu o da benim tarafımdan olan bir şey değildi. Sonuçta beni tanımayanlar hakkımda istedikleri yorumları yapabilirler ama beni gerçekten tanıyanlar nasıl bir kişiliğe sahip olduğumu biliyorlar. Gece hayatını sevmediğimi biliyorlar. İstanbul'a gelip gece hayatında kaybolan futbolculardan olmadım. Ben sadece oynayamadım, gerekli süreyi alamadım. Çalıştım mı çalışmadım mı onu hocalarımız biliyor. Performansım yettiği kadar idmanlarda zaten çalışıyorum. Bundan sonrası benim elimde. 5 aylık bir süre var önümde. Bu süreyi çok iyi değerlendirip tekrar milli takıma kadar yükselip, eski günlerime dönmek istiyorum.''

''ABDULLAH AVCI BENİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİYDİ''
İstanbul Büyükşehir Belediyespor'u tercihinde, teknik direktör Abdullah Avcı'nın kendisi için çok önemli olduğunu belirten Gökhan, Avcı ve yeni takımının gelecek sezon için UEFA Avrupa Ligi'ne katılma hedefiyle ilgili şu ifadeleri kullandı:

''UEFA hedefi neden olmasın. Çok iyi bir kadro var. Başlarında çok iyi bir hoca var, kişilik olarak, karakter olarak. Futbolcuyla birebir çok iyi konuşabilen, dertlerini çok iyi anlatabilen... Buraya gelmemdeki en önemli etkenlerden birisi Abdullah Avcı'dır. Onun futbola bakış açısı, futbolda düşündükleri, futbolcuyla birebir ilişkileri benim için çok önemliydi. İnşallah onunla birlikte hem İstanbul Büyükşehir Belediyespor'a istediği Avrupa kupaları hedefini gerçekleştirmeyi hem de ligi iyi yerde bitirmeyi istiyoruz. İnşallah bu 5 aylık süreçte... 5 ay diyorum ama sonuçta futbolun nereye getireceği belli olmaz. Belki uzun yıllar burada da kalabilirim. Birebir karşılıklı konuşmalar çok önemlidir. İnşallah Avrupa kupalarına katılmalarına yardımcı olurum ve Türkiye Kupası'nda da gidebildiğimiz yere gideriz.''

''FENERBAHÇE, ŞAMPİYONLUĞUN EN BÜYÜK ADAYI OLACAK''
Fenerbahçe'nin ligin ikinci yarısındaki durumunu da değerlendiren Gökhan, sarı-lacivertli ekibin şampiyonluğun en büyük adaylarından birisi olduğunu iddia etti.

Fenerbahçe takımının kırılgan bir yapıya sahip olduğunu kaydeden Gökhan, Süper Lig'deki en iyi kadrolardan birisine sahip olduğunu anlatarak, ''Fenerbahçe'nin şu anki durumu evet biraz iyi değil. Çünkü belirli sıkıntılar yaşanıyor. Beşiktaş çok transfer yaptı ama Fenerbahçe'nin kadrosu şu an Süper Lig'deki en iyi kadrolardan birisi ve başarıyı yakalayacaklarına inanıyorum. Onların tek şeyi çabuk kırılmaları. Oradaki arkadaşlarımı çok iyi tanıyorum, hepsi birçok şeyi istiyorlar. İkinci yarı bence Fenerbahçe yine şampiyonluğun en büyük adayı olacak. Çünkü kadro yapısı olarak ikinci yarıya daha rahat ve oturmuş şekilde başlayacak. Yeni gelenler uyum dönemini atlattı. Ben inanıyorum ki şampiyonluğun en büyük favorisi olarak gösterilecekler. Çünkü ikinci yarı devamlı zor olmuştur. Birinci yarıya göre daha zor geçer ikinci yarılar. Trabzonspor, Bursaspor ve Fenerbahçe bu yarışın içinde olacaktır diye düşünüyorum. Beşiktaş puan farkını kapatabilirse arkadan gelecektir'' şeklinde konuştu.

Süper Lig'de 2005-2006 sezonunda Kayserispor formasıyla 32 maçta attığı 25 golle ''Gol Krallığı'' tacını takan Gökhan Ünal, Trabzonspor'da oynadıktan sonra Fenerbahçe'ye gelmiş, ancak sarı-lacivertli ekipte çok az süre almıştı.


Kaynak:Habertürk