3 Temmuz 2010 Cumartesi

"Türkiye'den teklif gelirse..."

GAZETE HABERTÜRK CUMARTESİ / ÖZEL RÖPORTAJ / Şükrü DUDU

* Futbola başladığınızda hangi mevkideydiniz?
Defansif orta saha. Benim zamanımda oyuncu değişikliğine izin verilmiyordu. Kaleciler sakatlandığında sahadaki futbolculardan biri kaleye geçmek zorunda kalıyordu. Bu yüzden özel kaleci antrenmanları da yapıyordum. Ajax ile oynadığımız bir maçta da bir devre kaleci olarak oynamıştım. FIFA’nın daha sonra oyuncu değişikliğine izin vermesi futboldaki en doğru ve önemli gelişmelerden biri oldu.

* Teknik direktörlüğe hangi takımda başladınız?
17 yıllık zorlu futbolculuk kariyerimden sonra teknik direktör olmayı hiç düşünmüyordum. Yakın arkadaşım bir kulüp başkanının ricası ile onun takımında başladım. O kadar başarılı bir başlangıç oldu ki, kısa sürede Köln Spor Akademisi’nde gerekli tüm eğitimleri alarak kendimi tamamıyla teknik direktörlüğe verdim.

* Teknik Direktör olarak en büyük başarınız neydi sizce?
Kulüplerde imzaladığımız mukavelelerde koyduğumuz hedeflere ulaşmak ve verdiğim sözleri yerine getirmek en büyük başarıdır. Bu bazen bir takımı ligde tutmak bazen de başka bir takımı şampiyon yapmaktı.

* Galatasaray maceranız nasıl başladı?
Mukavele imzaladığım 1992 yılında, ailemle gerçekten bir macera olabileceğini konuşmuştuk. Almanya’da lig ve kupayı kazanmış bir teknik direktördüm, Türkiye’ye gideceğimi kimse düşünemiyordu. Ama iyi ki bu kararı vermişim. Türkiye’de de çok başarılı ve mutlu bir yaşantım oldu.

* Galatasaray’ı çalıştırırken unutamadığınız bir anınız oldu mu?
1992-93 sezonunda Fenerbahçe’yi sahasında 4-1 yendiğimiz maç. Orta saha oyuncumuz Mert’in gördüğü kırmızı karta rağmen Fenerbahçe’yi
farklı yendiğimiz bu maç bize sezon sonu şampiyonluğu getirmişti.

* Galatasaray’da iki kere görev aldınız. 2007’de ikinci kez teklif edildiğinde neden bu görevi kabul ettiniz? Türkiye’den başka teklifleri değerlendirir misiniz?
Adnan Polat özel görüşmelerimizde ikinci gelişimin büyük başarıları da beraberinde getireceğine beni inandırdığı için kabul ettim. Haklı da çıktı. Mesleğim gereği tabii ki bu teklifleri değerlendiririm.

* Bazıları sporda “danışmanlık” görevinin dünyanın en cazip işi olduğunu söyler. Sadece fikir beyan edip hiçbir sorumluluk altına girilmez. Karşıt görüş ise bunun çok zor bir görev olduğunu savunur, zira bir danışmanın görüşlerini uygulayacak hiçbir yetkisi olmadığını ifade ederler. Siz teknik direktörlükten sonra danışman olarak görev yaptınız. Bu konuda fikriniz nedir?
İkinci görüşe katılırım. Başarılı olmak isteyen birisi için danışmanlık zor bir görev. Sorunları açıkça görebilmenize ve çözümleri önermenize rağmen bu sorunları kendiniz çözebilecek durumda olmuyorsunuz.

* Hem Galatasaray hem de Beşiktaş’ı sağlık sebeplerinden dolayı bıraktığınız söyleniyor. Şimdi ise gayet sağlıklı görünüyorsunuz. O zaman ne tür bir sorun yaşamıştınız şu anda sağlık durumunuz nasıl?
Galatasaray’da ilk görev yaptığım dönemde bir sağlık sorunuyla karşılaşmadım. Beşiktaş döneminde ise doktorlarım daha sakin bir iş yaşamı tavsiye etti. Benim mesleğimde sakinliğe yer olmadığından bırakmak daha uygundu. Belirli bir dinlenme sonrası sağlık yönünden yine iyi bir duruma gelince ikinci defa Galatasaray’da görev aldım.

BOĞAZ’DA GÜN BATIMI
* Şimdi zamanınızın büyük kısmını İspanya’da geçiriyorsunuz. Niye İspanya? Sebep iklim mi? Eğer öyleyse niye Türkiye’nin güneyinde oturmuyorsunuz?
Bu konu devamlı olarak gündemimizde... 1989’da İspanya’da bir ev yaptırdık. Eğer İspanya’da evimiz olmasaydı büyük bir ihtimalle Türkiye’nin güneyinde bir yer alacaktık.

* İstanbul’da en beğendiğiniz yerler?
Boğaz’da gün batımı. Ortaköy. İstiklal Caddesi ve Çiçek Pasajı.

* Meslek değiştirsek, siz berberlik yapamazdınız. Halbuki belki ben sizin işinizi yapabilirdim. Bana Milan, Real Madrid veya Barcelona’yı verseniz çok başarılı bir teknik direktör olabilirdim. Ne dersiniz?
Haklısınız. Ancak sizin mükemmel bir kuaför, benim teknik direktör kalmam sanki daha iyi olur düşüncesindeyim.

FİNALİ ARJANTİN’LE HOLLANDA OYNASIN
* 2010 Dünya Kupası’nı kim kazanır?
Şampiyonu tahmin etmek güç ama Arjantin ve Hollanda’nın finali oynamasını bekliyorum.

* Siz genelde tüm taraftarlarla iyi bir ilişki içinde oldunuz ve sevildiniz. Bunu nasıl sağladınız?
Rakip takımlara, taraftarlarına, Türk halkına içten ve son derece saygılıyım. Bunun herkes tarafından algılandığını bilmek de beni her
zaman çok mutlu etti.

ERTUĞRUL HOCAYI KUTLUYORUM
* Bursaspor’un şampiyonluğunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Sürpriz ama muhteşem... Meslektaşım Ertuğrul Hoca’yı candan kutluyor başarılarının devamını diliyorum.

* Bazı diğer meslektaşlarınız Schuster, Rijkaard, Hiddink, Ertuğrul Sağlam ve Zico hakkındaki düşünceleriniz nasıl?
Tüm yaşamımda meslektaşlarımla ilgili yorumlardan kaçındım. Bu sorunuza yanıt vermediğim için anlayışınızı rica ediyorum.

* Peki, Daum’a yapılanları Alman basını nasıl karşıladı? Aynı şey size yapılsaydı tepkiniz ne olurdu?
Alman basını Fenerbahçe’nin kaçan şampiyonluğu sonrası Daum’un sorun yaşayacağını, Fenerbahçe’de kalmasının zor olacağını yazdı. Şimdiye kadar hiç karşılaşmadığım bir durum olduğundan yorum yapmayacağım.


Kaynak:Habertürk

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder